Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Faust / Goethe

                                                                                                       Şeytana pabucunu ters giydiren Faust . Johann Wolfgang von Goethe’nin Faust adlı eseri, dünya edebiyatının en önemli ve etkileyici trajedilerinden biri olarak kabul edilir. İki bölümden oluşan bu dramatik eser, insanın bilgiye, sonsuz güce ve mutluluğa ulaşma arzusunu, ahlaki ikilemler ve metafizik sorgulamalarla ele alır. Goethe’nin yarattığı Faust karakteri, evrensel bir arayışın sembolü haline gelir ve eserin zengin felsefi derinliği, sadece bir hikâye anlatmanın ötesinde, insanın varoluşsal problemleri üzerine bir düşünce platformu sunar. Konu ve Olay Örgüsü Faust, yaşadığı dünyada maddi ve manevi tüm imkânlara s...

Beyaz Zambaklar Ülkesinde / Grigor Petrov

  Mustafa Kemal Atatürk tarafından okunup , çok beğenilip eğitim kurumlarında okutulmasını istediği bir bir kitap.   Finlandiya eğitim sistemini anlatan kitapta , bir ülkenin kalkınması ve muhasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi için ilk şart eğitim sisteminin vatanına faydalı insanlar yetiştirmekten geçmektedir. Atatürk yurt dışına eğitim için gönderdiği öğrencilere söylediği söz aklıma geldi bir anda  ''   Sizleri kıvılcım olarak gönderiyoruz . Alev olarak döneceksiniz .''  İşte aynı durum Finlandiya için de geçerli .Kitapta yoktan var olan bir ülkenin hikayesini okuyacaksınız. Aslında  Kurtuluş Savaşı sonrasındaki ülkemizde yapılan kalkınma  , işbirliği , insanların ülkeyi kalkındırma için çabaları da aynı sistemle olmuştur. Tek fark Finlandiya ' da bu durum süreklilik arz ederken bizim ülkemizde Gazi Paşa 'nın ölümünden sonra azalmış, aksamış ve sonunda da ilerleme hayal edilen boyutta olmamıştır. Kitabın içeriğine yeniden dön...

Çavdar Tarlasında Çocuklar / J.D. Salinger

  ''Hayat , tabi ki bir oyundur , evladım. Hayat , kurallara göre oynanması gereken bir oyundur. '' 18 Temmuz 1946'da kardeşinin lösemiden ölmesinden sonra hiç bir şey onun için artık eskisi gibi olmayacaktı ve olmadı da zaten. Allie' yi küçük yaşta kaybettikten sonra ne yapacağını bilemeyen, kendini savurup duran ,ara sıra saçmalayan ,kavgacı , argo sever ,her şeye isyan eden, küfürbaz, biraz şamatacı ve her geçen gün Aliie'yi daha da çok özleyen ,o kadar kötü insanlar dururken kardeşinin ölmesini kabullenemeyen bir çocuk. Kitapta sadece kardeşi için güzel cümleler sarf etmiş , geriye kalan karakterleri deyim yerindeyse yerden yere vurmuş resmen. Belki de kendince haklı çünkü bir insanın hayattaki en yakını kardeşidir. Düşünsenize ,aynı şey başımıza gelse çıldırmamak içten bile değil. Ailesi aşırı şiddet bağımlısı olması ve psikolojisinin biraz belki düzelir umudu ile psikiyatriste götürseler de , durum pek de değişmedi onun için. ...

Kazaklar / Tolstoy

               '' Mutluluk ,tabiatla baş başa olmak ,onu görmek , onunla konuşabilmektir. '' Tolstoy'un  kaleminden çıkan ilk eser Kazaklar ... Rusya'dan Kazaklar 'ın yaşadığı bir köye  gelen aristokrat Olenin'in karşılıksız aşkının hikayesi ile karşı karşıyasınız.Konu aşk hikayesi olmakla birlikte , yazar Kazaklar 'ın yaşam biçimlerini , gelenek ve göreneklerini çok güzel bir şekilde  kalem almıştır.Kahramanımız Olenin  ilk başta biraz da ön yargı ile geldiği bölgeye ,insanlara ve yaşamlarına yavaş yavaş alışmış hatta hayatının aşkı ile de burada tanışmıştır  ve insanlara yardım ettikçe asıl huzurun bir başka insanın kalbine dokunmaktan geçtiğinin farkına varmıştır.Ama nedense kendisine tam anlamıyle bir mutluluğu layık görmemiştir. Yazar , romanında harika betimlemelere yer vermiştir  ki kendinizi bir anda Olenin ve Yeroşka Amca ile masa başında içki içerken buluyorsunuz ya da bir dağda av peşinde koşuyo...

Hallac-ı Mansur / Wolfgang Günter Lerch

  ''Bunu söyledim ve bugün de söylüyorum : ENEL HAK ! Ben yaratıcı gerçeğim.Gerçeğin tanrısallığı benim insanlığımda öyle açık bir şekilde zuhur ediyor ki ki , insanlığın buna sevinmesi lazım.'' Hallac böyle tasvir etmiş içindeki Tanrı sevgisini.Ona göre kişi Tanrı'yı kendi içinde aramalıdır.Tanrı değil midir insanlara kendi nefesinden üflemiş, belki de bundan ötürü Hallac ENELHAK demiştir. Ruhunda Tanrı'dan bir parça olduğu için. Karşımızda tarihin sayfalarından bildiğiniz meşhur Hallac-ı Mansur var ; zamanında Allah'a şirk koştuğu gerekçesi ile derisi yüzülen müslüman . Hallac tarihte ilk sosyalist müsluman olarak bilinir. O vakitte de zenginler ve fakirler diye toplum ikiye ayrılmaktadır.Bir kısım halife yanlısı olanların düzeni yerinde iken halk sefalet ve açlık içinde yaşamaktadır. Bu adaletsizliği dile getiren Hallac haliyle bir takım insanların  gözüne  batmıştır .Aynı Allah'a tapan insanlar baktılar ki çevrelerindeki inanlar Hallac ad...

Bütün Siirleri / Orhan Veli

Orhan Veli , aslında adını duymamız bile yeterli değil mi. Şair için çok şey söylemeye gerek yok. Çünkü ; sanat aleni sanatçı belli. Okumalarım boyunca fark ettiğim şeylerden birisi de büyük şairler ve yazarlar nedense ölümlerinden sonra eserleri ve kendileri ün salmış ve kıymetleri bilinmiş. Keşke hayatta iken kıymetleri bilinseymiş. Şimdi size hayatının en güzel yaşında daha otuz altı yaşında dünyaya gözlerini yuman büyük şairden Adam Yayınlarında titizlikle yeniden derlenen şiir kitabından sevdiğim bir kaç şiirini  buraya bırakıyorum... Kim bilir belki siz de kendinize ait bir şeyle bulursunuz Orhan Veli'nin dizlerinde. Şiddetle okumanızı tavsiye ederim.... QUANTİTATİF  Güzel kadınları severim, İşçi kadınları da severim ; Güzel işçi kadınları Daha çok severim.                                                          ...

Sergüzest / Samipaşazade Sezai

  Dilber ,Kafkasya'dan İstanbul'a gelen güzeller güzeli çerkez kızı. Küçücük yaşında evinden, yurdundan olup diyar diyar gezen halayık kızın sondan önceki evi  Asaf Paşa konağıdır.Asaf Paşa konağı hayatının dönüm noktasıdır çünkü orada  aşk ile tanışır bizim çerkez güzeli.Evin oğlu  Celal Avrupa'da tahsil görmüş , kültürü bir İstanbul beyefendisidir. Dilber Celal'e , Celal de Dilber'e gönlünü kaptırır da kaptırmasına ama aile ne der bu işe.Dilber  ne  kadar okuma yazma bilse de , elinden her iş gelse de , evin oğlu Celal'e layık görülmemiştir.Apar topar güzelim Dilber'i Mısırlı bir tacire satarlar insafsızlar.Celal haberi duyar duymaz hastalanır  yataklara düşer .Ama Dilber'in Mısırlı'ya cariye olmaya hiç niyeti yoktur.Ne yapıp edip bir şekilde İstanbul'a geri dönme planları yapmaktadır  ta ki kendini çaresizlikten  Nil'in derin sularına bırakana kadar. Ben Dilber'e çok üzülmüştüm.Küçük yaşta köle olarak satılmış hayatının hiç bir vaktind...

Kırmızı Pazartesi / Gabriel Garcia Marquez

                                                                           ''Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.'' Sondan başa doğru giden bir kitaptan selamlar.  Okuduğumuz kitaplarda sıralama serim düğüm çözüm şeklinde ilerlerken bunda tam tersi olmuş ve kitaba başlarken çözüm ile karşı karşıya kalarak başlıyoruz. Aslında böyle olması da hoşuma gitmedi değil. Bir dedektif edası ile tek tek bağlantıları faillerin olayı işleme gerekçeleri ve vuku bulması derken  hakikaten de hoş bir polisiye hikayesi tarzı bir eser. Bir yandan cinayetin arka planını öğrenirken diğer yandan da halkın olaya karşı ortak bakış açısını ve yaklaşımını da davranış öğreniyoruz .  Olay bildiğini tipik bir töre  cinayeti ama suçlu aslında ölen kişi değil.Pisi pisine öldü derler...

Sah İsmail / Mustafa Yuka

                     ''Mutlaka öz temiz olmalı , Eğer öz temiz değilse bütün ibadetler güme gider. ''        Tarihi bir kitap olmamasına rağmen , anlatımında tarihi gerçekliklere yer verilmiş olan bir romanla karşı karşıyasınız. Osmanlı tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Şah Kulu Ayaklanmasını (ki bize kitaplarda her daim düşman olarak yansıtıldı) ,saraydaki şehzadelerin taht kavgalarını, katledilmelerini ve Kızılbaş Türkmen katliamlarını anlatmaktadır. Kitabı okudukça şah kulu isyanına iten sebepleri , halkın yanı Türkmenler insan yerine konmaması. Sarayda Türkmen 'den başka her milletten insan var bir de Türkmen olmayan insanlar , Türkmen'e yol vermeye çalışıyorlardı. Türkmenler sarayda yok denecek kadar azdı. Türkmen bütün saray tarafında horlanıp aşağılanıyordu. Sarayın tamamen devşirmelerin kontrolüne girmesi ve Türkmen aşiretlerinin aşırı derecede vergilendirilmesi, Türkmen'i saraya karşı...

Anna Karenina / Tolstoy

                           ''Bütün mutlu aileler birbirine benzer, fakat her mutsuz ailenin kendine özgü  bir felaketi vardır'' Kitabı elime aldığımda üç gün gibi kısa bir sürede bitireceğimi aklıma bile getiremezdim. O kadar akıcı ve sürükleyici bir kitap ki elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. Kitapta dönem, sosyal çevre bilhassa da devrim öncesi Rus toplumu ve aristokrasinin çürümesi gözler önüne seriliyor. Dönem toplumunun yaşantısını ,düşünce yapısını,  ve hayata bakış açısı etkileyici ve yalın bir şekilde kaleme alınmıştır. Yazarın kendisi de aristokrat bir aileden geldiği için aslında çok da yabancı olmadığı bir yaşam tarzı ve  kitaba da  şahane bir dille aktarmış. Bu kitapta en hoşuma giden ise her zaman ki gibi Tolstoy'un üstün betimleme yeteneği. Resmen adım adım tüm Petersburg'u gezdim. Hayatımda hiç görmediğim şehri avcumun içi gibi biliyorum desem yeridir. Kitapta sadece ya...

Masumiyet Müzesi / Orhan Pamuk

             4213 İzmarit💘 ''Hayatımın en mutlu anıymış ,  bilmiyordum. Bilseydim , bu mutluluğu koruyabilir , her şey de bambaşka gelişebilir miydi ? diye başlıyor anlatmaya bize Kemal  gözünün nuru Füsun ile olan aşkının nasıl başladığını Hangi insan sevdiğinin saçının telinden tutun da içtiği sigarının izmaritine kadar saklamayı. Yok daha neler demeyin , öyle daha neler var neler...Roman İstanbullu zengin aile çocuğu Kemal ile uzaktan akrabası , yoksul kız Füsun'un aşkını bize anlatıyor. Aşk ama ne aşk öyle bildiğiniz türden değil yataklara düşürüp insanı verem eden aşk türlerinden. Tam bir kara sevda Kemal'in Füsun' a duyduğu aşk. Kitabı okurken sanki yakın bir arkadaşınızla dertleşiyor , o anlatıyor siz dinliyorsunuz zaman zaman da arkadaşınızı teselli ediyorsunuz hissine kapılıyorsunuz.  Kemal ile Füsun ilk defa Kemal'in nişanlısına çanta almak için girdikleri bir butikte karşılaşıyorlar. Kemal otuz yaşında evlenmek üz...

Dönüsüm / Franz Kafka

      Bir sabah uyandığınızda bakıyorsunuz ki bir haşarata dönüşmüşsünüz .Ne hissederdiniz ve hayatınız nasıl bir hal alırdı ? Bunu hiç düşündünüz mü.İşte Gregor Samsa 'da bir sabah uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş halde buldu. Pekala şimdi ne olacak.Gitmesi gereken bir iş  ve borçlarını ödemesi gerek de bir ailesi vardır.Düşünsenize işe gitmek için sabahın saat dördünde kalkamak,trene yetişmek,kalabalığa karşıp pazarlama işinin en maharetlisini sergileme ve patrona hesap vermek zorunda olduğunuz keşmekeş dolu bir hayattan bir gecede hop bir böceğe dönüşüveriyorsunuz.Ne yapardınız , nereye giderdiniz ? Kitap insana hayatı ,insanları ve insanın en yakını sandıklarını sorgulatmaya yönlendiriyor.Durum sadece Gregor için değil ailesi için de büyük bir şok ve içinden çıkılmaz bir sorun olmuştur.Çünkü ailenin geçim kaynagı oğullarıdır.Ailesi ilk başta ne yapacaklarını bilmediklerinden affallamış durumda olsalar da zamanla onun varl...

Beyaz Gemi / Cengiz Aytmatov

      '' Sana , senin sözlerinin tekrarlayarak veda ediyorum : ''Merhaba Beyaz Gemi , ben geldim ! '' Issık Gölü'nün kıyısında üç ailenin bir oğlu olan yedi yaşındaki bir çocuğun sonsuzluğa bile isteye uzanışının öyküsü. Çocuğun hayatta tek koruyup kollayanı dedesi yani Münin dede idi . O kadar temiz ve iyi yürekli bir adamdı ki çoğu zaman yaptığı iyilikler başına kakılır da , o yine de aldırış etmezdi. Çocuğa hayatta en büyük  sadakat , en büyük ilgi gösteren ve kendisini canı gibi seven tek kişi  varsa o da dedesiydi. Garibim Mümin dede sabahtan akşama kadar dur durak bilmeden çalışır otuydu ,arısıydı, maralıydı, tarlasıydı hep didinir , yanında yaşadığı şeytanın öz kardeşi damadı  Orozkul ise şölen şölen gezer zil zurna içerdi.Eve geldiğinde de geçer bizim ufaklığın teyzesi Berkeley'i döver , hasta ruhlu bir maganda anlayacağınız. Çocuğu istemeyenlerin listesini yapmaya kalksam Orozkul başı çeker. Hani derler ya bir insanın kaderi baştan b...

Büyük Umutlar / Charles Dickens

          "İnsan büyüyüp geliştikçe aldığı yaralar daha derinleşir."  Pip anne ve babasını küçük yaşlarda kaybetmiş bir yetim  , anne ve babasının yüzlerinin ne olduğuna dair hiç bir fikri bile  yok. Tabiri caizse gözünü açmış onu kendi elcağızıyla büyüten ablasını  ve eniştesini görmüş.  Hayattaki en iyi dostu  ise eniştesi demirci Joe(Ah Joe ne kadar da iyi bir insansın sen.). Pip'in gün içinde yapmayı en sevdiği şey eniştesi ile sohbet etmek. Ablası aile geçimine katkıda bulunmak için çamaşır yıkar kalan vakitlerinde ise evle ilgilenir ve sabahtan akşama kadar da hep bir şeyler için söylenir durur. Ablasının hem eniştesini hem de Pip'i fırsat buldukça da  kendi elcağızıyla büyütür. Romanı okurken elcağızıyla kelimesinin ne kadar önemli ve oturaklı olduğunu siz anlayacaksınız zaten. Romanda  dönem , toplumsal yapı çok güzel aktarılmış. Tam bir Victoria dönemi romanı. Bir yanda yoksulluğu iliklerine kadar hiss...

Kamelyalı Kadın / Alexandre Dumas Fıls

                                                       Matmazel  Marguerite Gautier 💔  Bu ismi okuduğunuzda  size ne çağrıştırıyor. Bu isim bana Fransa'da soylu bir ailenin en azından şehirli bir ailenin dadılarla büyütülmüş , zarif ,alımlı ,kuğu gibi süzülen bir genç kızını anımsatıyor. Marguerite diğerlerine benzemeyen seçkin bir kadındır bu alımlılık ,cazibeden ötürü ondan daha büyülü bir güzellik bulunamazdı. O dönemde bir güzellik yarışması olsa açık ara farkla herkesi eleyecek güzellikteki yüksek bir yosmadan bahsediyorum Evet , yanlış duymadınız Matmazel güzelliği dillere destan bir yosmadır. Etrafındaki erkekler ona köle  olmak için kapısında sıralanır , yanlış anlamayın sadece bir fincan çay ve hoş sohbet bile onlara yetmektedir ve onun dileklerini yerine getirmek için birbirleri ile yarışırlardı. Bizim masu...

Esaret

  Neydi yaşam  ; Bir kırlangıcın kanadından inci tanesini almak mı Yoksa demir parmaklıklar ardından gökyüzüne bakmak mı Özgürlüktü yaşam Su birikintilerine bata çıka koşmaktı yağmur altında, Karla kaplanmış şehrin sessizliğini dinlemekti, Ve oturup bir ırmak kenarında özgürlüğe yüzen balıkları izlemekti, Belki de küçücük bir çocuğun hayallerini süsleyen kahraman olmaktı...                                                                                  23/09/ 2023                                                                                       İst...

Ana / Maksim Gorki

   " Biliyor musun Andrey , en çok şaka yapanlar, aslında yüreği en çok sızlayanlardır."      Proleterya ,  bu ismi ilk olarak seneler önce George Orwell'ın 1984 kitabında görmüştüm..  Ama proleteryanın ve poroleterlerin ne olduğunu ve neyin mücadelesini verdiğini bana Maksim Gorki öğretti. Tam bir baş yapıtla karşı karşıyasınız. Acele etmeden altını çizerek okumanız gereken bir kitap. Neden mi ? Çünkü, sizde biliyorsunuz ki bir toplumda ilerlemenin olması için emeğin karşılığının alınması için ilk olarak işçi ve emekçi sınıfının   bunun farkına varması , kendilerinin sömürüldüğünü  bilmeleri lazım. İşte ,  Ana bize bunu anlatıyor.  Ana kahramanlarımız ; okuma yazması olmayan, çilekeş, tipik Anadolu kadınına benzeyen anne Pelageya ,  toplumun gidişatından memnun olmayan ,fabrikada zor şartlarda çalışan işçilerden biri olan ve bir yerlerde bir şeylerin eksik olduğunun ,emekçiye yapılan haksızlığın farkında olan ...

Uçurtma Avcısı / Khaleıd Hosseını

               Khaled Hosseini ’nin 2003 yılında yayımlanan ve dünya çapında büyük bir yankı uyandıran ilk romanı Uçurtma Avcısı , Afganistan'ın toplumsal ve siyasi tarihini, iki çocukluk arkadaşının gözünden duygusal bir hikaye ile anlatır. Dostluk, ihanet, kefaret ve affetme temalarını merkeze alan bu roman, okuyucuyu hem derinden etkileyen bir dram hem de Afganistan'ın tarihine dair önemli bir bakış sunar. Konusu: Roman, Afganistan’ın başkenti Kabil’de büyüyen iki çocukluk arkadaşı, Amir ve Hasan ’ın hikayesiyle başlar. Amir, zengin bir aileye mensup bir çocukken, Hasan ise onun hizmetkarı olan Ali’nin oğludur ve Hazara etnik grubundandır. Bu iki çocuk, farklı sınıfsal ve etnik geçmişlere sahip olmalarına rağmen güçlü bir dostluk kurar. Romanın ana çatışması, bir uçurtma yarışması sırasında yaşanan trajik bir olayla doruğa ulaşır. Hasan, Amir için büyük bir fedakarlık yaparken, Amir'in yaşadığı korku ve suçluluk duygusu onu ihanete...

Toprak Ana / Cengiz Aytmatov

                                              Babam Törekul Aytmatov,                                               Bilmiyorum mezarın nerededir                                                Bunu sana sunuyorum                                                Anam Nahima Aytmatova,                                                Bunu sana sunuyorum. Aytmatov'un okuduğum kitaplarından en iyisi ile ş...

Ever More / Alyson Noel

                                                                                                          '' He said he'd nevet let her go ... ' ''Sixteen - year - old Ever Bloom is the sole survivor  of a car accident that killed  her family .Exiled to sunny California. Ever is haunted by her little sister and by the ability  to see people's auras , hear their thoughts  and know  their entire life story   by touching them.  She wants to hide from the world . but  when a stunningly handsome new guy arrives at school , she can't seem to keep away .Falling in love with Damen is dangerous - he 's not  what he seems ,  But if Damen is her destinity , how can Ever w...

Sadako Ve Kagıttan Bin Turna Kusu / Eleanor Coerr

                 Her şeye rağmen , asla umudunu yitirmeyen Sadako'nun gerçek yaşam öyküsü. Dünya insanlığın en acımasız silahı ile bundan 78 yıl önce acı bir şekilde tanışmak zorunda kaldı. Emperyalist  ABD , askeri ve endüstriyel önemi dolayısıyla Hiroşima ve Nagazaki'yi hedef alarak attığı atom bombası nedeniyle bir kuşak hatta ileri kuşaklar bile mahvoldu .Kentte bulunan yaşayan 350 bin kişinin 140 bini hayatını kaybetti. Tabi bu sayı resmi kayıtlarda geçerli olan. Ya yeni gelen kuşaklar .Etkisini yıllarca sürdürecek olan bu vahşet binlerce insanın hayatından olmasına sebep oldu. İşte bu vahim olaydan tam 10 yıl sonra dünyaya geldi Sadakomuz. Kıpır kıpır , canlı kanlı tam bir yumurcak. Sadakomuz okulda da kendini gösteren cıvıl cıvıl , atik bir öğrenci idi .Büyük ihtimalle öğretmenleri de onun bu özelliğini fark ettiler ki atletizm takımına seçili verdi. Derken bir gün yarışma sırasında rahatsızlandı. İlk sefer de ne kendi...

Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck

    Öyle kitaplar vardır ki okuduğunuz zaman hiç bir şey eskisi gibi olmaz. Yüreğinizin ta derinlerinde bir yerleri sızlatır.İşte şu an da tam da öyle baş başasınız.Ah canım Lennie , senin o temiz yüreğinden öpüyorum.  Fareler ve İnsanlar , birbirine zıt  karakterdeki  iki mevsimlik tarım işçisi olan zeki George  Milton ve onun çam yarması , vurduğunu deviren gücü çok , aklı kıt arkadaşı Lennie Small 'un hikayesini anlatır.Bana göre Lennie  , George 'u olmayan babası ya da abisi yerine koymuştu.Ona o kadar içten bağlıydı ki öl dese ölecek derecede seviyor ve güveniyordu. George ' da  ne kadar Lennie'ye  çıkışıp kızsa da  birbirlerine sıkı sıkıya sarılmış dostturlar.Her ikisinin de geleceğe dair beraber hayata geçirecekleri hayalleri vardı.Günün birinde küçük ama kendilerine ait olan bir toprak alacaklar , ekecek , biçecekler ve hayatlarını mutlu mesut devam edeceklerdi. Çocuklar doğduklarından belli bir süre sonra etrafını do...

Goriot Baba / Honore De Balzac

                    ''Bir kız  kardeşin yüreği elmastan bir saflık bir merhamet uçurumudur ! '' dedi.       Varını , yoğunu , tüm servetini  sevgisini kızlarına vermiş ama karşılığında bir pansiyon köşesinde kimsesiz ve beş parasız hayata gözlerini yuman bir baba. Balzac'ın sihirli kaleminden çıkan harika bir hikaye.Betimlemeler, dönemim toplumsal ve sosyal yapısı, karakterlerin iç dünyası ve  diyaloglar öyle bir işlemiş ki ... Balzac bir yandan size kitabı okuturken diğer yandan da sizi kıyısından köşesinden kitaba dahil ediyor. Bir bakıyorsunuz ki bizim zavallı Goriot baba ile aynı masada yemek yiyor ve göz yaşlarını silmek istiyorsunuz.  Goriot Baba 'nın Anastasie ve Delphine adında iki kızı vardır. Kızlarını gözünden sakınan Goriot Baba , onların mutluluğu için tüm hayatını onların ayaklarının altına serer,  tabiri caizse hayatını onlara adar. Ne vakit babalarını görmeye gelseler , ...

Gılgamıs Destanı / Anonim

  Dinler tarihinin atası desek yeridir. Nedenini soracak olursanız .Semavi dinlerden Hinduizm'in beş bin yıllık bir tarihi olduğu düşünülmektedir. Oysa ki Gılgamış Destanı'nın geçmişi semavi dinlerin de öncesine dayanan ve dinlerin tarihini konu alan bir destandır.Kitapta Tek Tanrı ' dan , nuh tufanında (tufan söylencesi)  ve daha pek çok şu anda alışkanlık haline getirdiğimiz ritüelleri buna batıl inanç da diyebiliriz kaynağını Gılgamış'tan yani Sümerler'den  gelmektedir.Hatta , doğru bildiğimiz pek çok  rivayetin kaynağının Sümerlere dayandığı bilinen bir gerçektir.. Dil bilimciler de bu konuda ki tezleri destekleyici kanıtlar da sunmuşlardır. Mesela , Sümerler' de  ''dingir'' (tanrı) Orta-Asya Türkçesindeki ''tengri'' (tanrı) sözcüğü ile kökendeş olduğunun söylüyor.Aslına bakarsanız bu kitap  uçsuz bucaksız bir kaynak tabi bilgiye nasıl baktığmızla alakalı.Pek çok araştırmaya da rehber olacak nitelikte.Şöyle kabaca ...

Satranç / Stefan ZWEIG

                                                                                    ''bir insan  kendini sınırladığı ölçüde sonsuzluğa da yaklaşmış demektir.''         Stefan Zweig  okumaya niyetlendiyseniz usta bir psikologla tanışmak üzeresiniz anlamına gelir. ''Satranç ''  ise yazarın tüm psikolojik birikimini karakterler üzerinde işlediği harika bir kitap. Kitapta Nazi Almanya'sının insan ruhu üzerinde denediği acımasız  işkencenin bir insanın nasıl bir hiç haline getirildiğini çok güzel bir şekilde işlemiş  Hani sinirimle oynuyor derler ya. Tam da böyle bir şey bence. Tarif edilemez bu durumu kitabı okurken elinizde olmadan yaşıyorsunuz. Ve bir kez daha bu faşizan zihniyete lanet ediyorsunuz.   Kahramanl...

Semerkant / Amin Maalouf

      ''Semerkant . Dünya'nın ezelden beri Güneş'e çevirdiği en güzel yüzü.'' A Journey Through Time: Semerkant by Amin Maalouf Semerkant ile tanışmam, adeta edebiyatın büyülü bir kapısından geçmek gibiydi. Amin Maalouf’un kalemiyle ilk kez bu kitapta tanıştım ve "iyi insanlar peşinden iyileri sürükler" düşüncemin bir kez daha doğrulandığını hissettim. Çünkü bu büyülü hikaye sayesinde, bir derya deniz olan Ömer Hayyam’ı da ilk kez tanıdım. Kitap, 1072 yılında Hayyam’ın kaleme aldığı Rubaiyat’ın Semerkant’tan 1912’de Titanic’e kadar uzanan destansı ve trajik yolculuğunu anlatıyor. Emin olun, bu yolculuğa eşlik ederken bir yandan kitabın sayfalarını çevirip bir yandan da arama motorunda İsfahan’ı, Semerkant’ı ve İran kültürünü araştırırken bulacaksınız kendinizi. Maalouf’un o eşsiz betimlemeleri öyle güçlü ki, bu şehirlerin tozlu yollarında yürüyormuş gibi hissediyorsunuz. Tarihi derinliği ve edebi güzellikleriyle Semerkant , bir hikayeden ...

Bin Damla Gözyası / Aya Kito

     Bir insanın kendi ölüm sürecine şahit olması ve bunu kabullenmesi, bir yandan hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan da  adım adım o hazin sona yaklaşması ne kadar acıdır diye düşünüyorum.     İşte  elinizde tuttuğunuz kitap tam da böyle bir kitap. Aya daha hayatının baharında sadece on dört yaşında hayata ve geleceğe dair bir sürü hayalleri var iken  omurilik ve beyincik dejenerasyonu hastası olduğunu öğrenir ve hayatı elinden hızlı bir şekilde kayar gider. Ailesine, arkadaşlarına ve çok sevdiği okuluna  ve bu güzel yaşama veda etmek zorunda kalacaktır.  Ama  Aya bir köşeye geçip ölümünü seyretmektense en sevdiği işi yaptı. Her gün tuttuğu günlüğüne yazmaya devam etti. Biz de Aya'nın hastalığının evrelerini, süreç boyunca yaşadığı zorlukları, yetersizlik hissinin ona verdiği yükü ,okulunu, arkadaşlarını hepsini bu tuttuğu günlük sayfalarının annesi ve doktorunun  da katkısı ile kitap haline getirilmesi ...