Kayıtlar

Aralık, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Simdiki Cocuklar Harika /Aziz Nesin

Resim
  Toplumsal düzendeki çarpıklıkları ve çelişkileri büyük bir ustalıkla anlatmış, çağdaş gülmece edebiyatının dünya ölçüsündeki temsilcisi olan Aziz Nesin'den büyüklere çocukların gözünden nasıl gözüktüklerini anlatan harika bir eser.Bu romanı anneler,babalar ,öğretmenler kesinlikle okumalı ki kendilerini eleştiren gözlerden görmeliler.Ama nedense bizim toplumumuzda hep haklı olan ve eleştirmesi gereken   aileler,  hep ders alması gereken ve öğrenecek çok şeyi olan çocuklar. İşte Aziz Nesin de bu eserinde buna bir dur diyip büyüklere ayna  tutuyor.Zeynep ve Ahmet sınıf arkadaşıdılar.Zeynep'in babasının işi sebebiyle Ankara'ya yerleşmek zorunda kalmalarından dolayı İstanbul'dan taşınırlar.Buna rağmen Zeynep ve Ahmet iletişimi koparmaz düzenli olarak birbirlerine mektup yazarlar.İşte bu mektuplar  vasıtası ile iki küçük çocuğun gözünden anne baba ve öğretmenleri ile yaşadıkları olayları , büyüklerinin davranışlarını eleştirel bir gözle birbirlerine anlatmaların

Vadideki Zambak / Balzac

Resim
"Vadideki Zambak " benim Balzac ile tanışmama vesile olan ve iki kez okuduğum bir eser. İlk okumamı 2003 yılında ikinci okumamı ise 2019 yılında yaptığımda bir kez daha anladım ki bazı sevdiğimiz kitapları zaman zaman yeniden okumalıyız.Çünkü hem geçen yıllar hem de deneyimlerimiz aynı kitaba farklı bakmamızı sağlıyor.Biraz da kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. Felix, içine kapanık, otoriter bir ailede büyümüş, sevgi görememiş bir gençtir. Bir gün katıldığı bir baloda genç bir kadını görür ve ondan hoşlanır. Bunun devamı gelir ve tanışırlar. Ancak ne yazık ki bu genç kadın Henriette evli bir kadındır.  Kocası ise ilgisiz, bencil ve içine kapanıktır. Henriette mutsuz bir evliliği olsa da, evliliğine ve kocasına bağlıdır. Felix, bu genç kadının güzelliğini vadide yer alan zambak ile özdeşleştirir. Henriette'in evliliğine karşı olan durumunu bildiği için arkadaşlıkla yetinmeye çalışır. Henriette ise Felix'i bir çocuğu gibi sever. Ona tüm sırlarını da aça

Kürk Mantolu Madonna / Sabahattin Ali

Resim
"Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde , fakat her şeyden habersiz ,yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu , benim de bir ruhum olduğunu öğrettin."(s.159) Romanımız yolda tesadüfen mektep arkadaşı  Rasim ve Hamdi 'nin karşılaşması ile başlıyor.Hamdi Rasim'in işsiz olduğunu öğrenince çalıştığı şirkete çağırır ve ona masa başı bir iş ayarlar.İşte o vakit biz de Raif Efendi ile tanışıyoruz. Rasim 'in aynı odayı paylaştığı iş arkadaşı Raif Efendi kendi halinde ,biraz korkak ,insandan gözlerini kaçıran ve bir o kadar da insan da merak uyandıran biridir.Çünkü Rasim işe başladığı günden itibaren herkes ile kaynaşmış hatta akşam üzeri başka servislerden tanıştığı iş arkadaşları ile tavla oyanayabilecek samimiyeti bile kurmuştur.Bir kişi hariç o da mesai arkadaşı Raif Efendi .Kendisi ile aynı odada çalışmalarına rağmen hemen hemen hiçbir şey konuşmuyorlardı.Onunla ilgili bilgileri ise sağdan soldan duydukları ile öğrenmişti.Ra

Ses /Sabahattin Ali

Resim
Buram buram Anadolu ,emek,halk kokan bir eser daha.Usta kalem ne de güzel işliyor eserlerinde toplumun alt sınıflarının yalnızlığını,çaresizliğini   ve inadına direnişini. İçerisinde Ses,Köpek,Sıcak Su,Mehtaplı Bir Gece ve Köstence Güzellik Kraliçesi olmak üzere beş güzel hikaye sizlerle. Beni en çok etkileyen "Ses" hikayesindeki Sivaslı Ali oldu.Ben de "Ses" ten bahsetmek istiyorum. Savaşı Ali Beyşehir -Konya yolu üzerinde çalışan bir yol amelesidir.Nerden bilebilirdi ki o gün hayatı değişecek .Beyşehir'den Konya'ya doğru giden bir kamyonun arıza vermesi üzerine kamyondaki yolcular birer birer sağa sola dağıldılar vakit geçirmek için .Yolcuların içlerinden buried de bizim yanık sesli Ali'nin sesine vurulur.Gider yanına dinlerim Ali'nin tanıdık türkülerini hakikaten de Ali'nin sesi çok mu yanıktır yoksa ortam ve hava mı Ali'nin sesini yanıklaştırmıştır orası meçhul.Trk gerçek olan ise sazın telnet her vuruşu ve sesi dinleyenlerin

Dogu 'nun Limanları / Amin Maalouf

Resim
  Amin Maalouf için doğduğu toprakları terk etmeyen belki de terk edemeyen yazar desem yeridir .Hemen hemen her kitabında hikaye  o büyüleyici ülke Lübnan'dan  çıkıyor ya da son durak olarak yine orası oluyor. Hani derler ya insanın hayatı çocukluğu kadarmış ve insan, ömrü boyunca çocukluğunda yüklediği kaderi yaşarmış diye. Belki de bu yüzdendir tüm hikayelerinin beslendiği yer doğduğu topraklar. Eserde İsyan Kitabdar adlı bir kişinin kurgusal hayat hikayesi anlatılmaktadır.Her Ortadoğu hikayesinde olduğu gibi İsyan Kitabdar'ın da hayatı yürek burkuyor.Kitabdar'ın iki nesil öncesinden başlayarak hayatının anlatılıyor.Kendisi Osmanlı asilzadesinin oğlu olarak dünyaya geliyor .Daha doğumundan itibaren ailenin de konumundan dolayı babası İsyan için pek güzel hayaller kuruyor.Oğlunun vatana millete hayırlı bir kahraman olmasını dilerken kendisi doktor olmayı yeğliyor ve tıp eğitimi için Paris'e yerleşiyor.Derken hiç planlamadığı bir şekilde kendisini direniş ör

Konstantiniyye Oteli / Zülfü Livaneli

Resim
              "Bir toplumun müziği bozuldu mu , o toplumda pek çok şey bozulmuş demektir. "     İhtişamlı İstanbul ne medeniyetler ne insanlar geldi geçti bu devasa ve büyüleyici şehirden. Ne olaylara şahit oldu ne  çok insanla tanıştı zengininden fakirine, eğitimlisinden cahiline ,Avrupalıdan uzak doğuluya her daim tüm dünyanın ilgisinin üzerinde olduğu bu büyülü şehirde  Bizans Sarayı'nın kalıntıları üstüne yapılan yedi yıldızlı Konstantiniyye Oteli'nin açılış gecesindeyiz. Bu otelin sahipleri de otelin adından da anlaşılacağı üzere kalbur üstü para babalarına aittir. Açılışta konuklar da tabi ki otelin şanına şerefine uygun olarak deyim yerindeyse seçkin insanlardı. Kimler yoktu ki açılışta Amerikan büyükelçisinden tutun da Fener Rum patriğine , politikacılardan tutun da belediye başkanlarına, gazetecilere iş adamlarına kadar ne kadar  kaymak tabaka varsa hepsi aynı gece de bir araya gelmişlerdi. İşte tam da o gece otelin tüm personelinin gözleri dav

Kardeşimin Hikayesi / Zülfü Livaneli

Resim
''Ey benim şahım ; hayatımı bağışladın ama karşılığında hikayelerimi çaldın benden. Oysa ben sadece hikayelerde  yaşayabilirdim. ''                               ''Şimdi onlar tükendi ve benim hikayem de sona erdi.'' ''Arzu Hanım' ı öldürmüşler .'' Telefonun diğer ucundaki ses ağlayarak bu haberi verirken telefondaki kişi daha yedi sekiz saat önce Arzu Hanım'ı görmüş olmasına rağmen habere nasıl tepki vermesi gerektiğine bir anda karar vermedi ve sadece ''Yazık '' demekle yetinebildi. Derken akabinde de olaylar çorap söküğü gibi seyretti... Sakin Karadeniz kıyısında bir balıkçı köyünde Arzu adındaki genç kadının ölümü üzerine acar bir gazeteci olayı araştırmak için köye gelir. Emekli inşaat mühendisi Ahmet Aslan  ile bu meraklı dinamik gazetecinin tanışmasına da bu olay vesile olur. Derken bizim bu biraz takıntılı hiç de normal olmayan emekli mühendisimiz başlıyor ikiz kardeşi Mehmet'in hikayesin

Serenad / Zülfü Livaneli

Resim
  Yıllar önce Zülfü Livaneli'nin okuduğum ilk kitabı. Ayrıca ikinci kez okunmayı hak ettiğini düşündüğüm nadir kitaplardan biridir. Kitabımızın kahramanı Maya adında eşinden ayrılmış , bir çocuk sahibi , İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler bölümünde çalışan  bir kadın. Bir yandan iş bir yandan ev çocuk derken hayatın neresinde olduğunu ya da olması gerektiğini bilemeyen,  şaşırmış ve sıkıntılar için de cebelleşen ülkemizde de pek çok örneği olan kadınlardan sadece biri .Bu arada kitabı okurken ben yine dayanamayıp anlatılan hikayenin gerçek olup olmadığı ile ilgili pek çok kez arama motorundan araştırma yaptım ama benim için gerçek bir hikaye olmayacak kadar gerçek bir hikaye. Şu da bir gerçek ki  bu ve bunlara benzer pek çok hayatlar geçti bu topraklardan .Konuya dönecek olursak bir gün Maya Duran görevi sebebiyle ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian  Wagner'i karşılamasıyla olaylar başlar. Uzun yıllar önce 1930 'lu yıllarda İstanbul Ün

Driving Miss Daisy (1989/Bruce Beresford )/ Bayan Daisy'nin Soförü

Resim
İçinizi ısıtacak harika bir insanlık dersi verecek bir fil. Baş rolleri  Jessica Tandy ( Daisy Werthan ) ve Morgan Freeman ( Hoke Colbum ) paylaşıyor. Bayan Daisy artık yaşı kemale ermiş ve sağlığı da eskisi gibi olmayan zengin bir kadındır. Ara sıra olan   rahatsızlıkları artık sıklaşmaya başlamış ve artık eskisi kadar gücü yerinde olmadığı için araba kullanmakta da zorluk yaşamaya başladığından oğlu tarafından biraz da emri vaki olarak  kendisine bir şoför tutulur. İşte o andan itibaren de hikayemiz tüm güzelliği ile ikilinin maceraları  başlar. Bayan Daisy zengin olmasına zengindir ama nereden ne nasıl geldiğini asla unutmamaktadır. Kendisi hayatının bir döneminde yokluk görmüştür. Yani klişe üstten bakan bir zengin değildir. Ama oldukça da aksi bir ihtiyardır :) İlk başlarda zaman zaman şoförü ile bir takım aksilikler ve sürtüşmeler yaşamasına rağmen o kadar güzel bir dostluk  geliştirmişlerdir ki huzur evine yerleştiğinde tek görüşmek istediği kişi eski dostu şoförü  H