Jack London denince akla genellikle doğayla iç içe geçen sert mücadeleler, vahşi doğanın ortasında hayatta kalma çabaları gelir. Yakalanış ( The Star Rover ) ise bambaşka bir Jack London romanı. Ne bir kurt sürüsüyle mücadele var ne de altın arayıcılarının soğukla savaşı. Bu kez ana karakterimiz bir mahkûm: Darrell Standing. Standing, hapse düşmüş, korkunç işkencelere maruz kalmış bir adam. Özellikle tabutluk denen, insanı delirtmek için tasarlanmış bir işkence yöntemiyle karşı karşıya kalıyor. Ama onu diğer mahkûmlardan ayıran bir şey var: Zihninin sınırlarını keşfetmeye duyduğu inanılmaz merak. Bedeni zincirlere vurulsa da, zihniyle özgürlüğe ulaşmanın bir yolunu buluyor. Jack London burada belki de kendi ruhsal arayışını, yaşamla ve ölümle olan hesaplaşmasını anlatıyor. Romanın en çarpıcı yanı, Standing’in kendini geçmiş yaşamlarına götüren zihinsel yolculukları. Bir anda Orta Çağ Avrupa’sında, başka bir sayfada eski Japonya’da, bazen de vahşi batının ortasında buluyo...
Kitaplar, filmler ve gezilerle yaptığım yolculukları, kişisel yorumlarımı ve keşiflerimi paylaştığım blog. Her içerik yeni bir deneyim ve keşif sunuyor. A blog sharing my journeys through books, movies, and travels, with personal reviews, insights, and new discoveries in every post. A blog sharing my journeys through books, movies, and travels, with personal reviews, insights, and new discoveries in every post.