Kayıtlar

Mart, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Burma Günleri / George Orwell

Resim
  Burma Günleri George Orwell'ın doğup büyüdüğü ve bir dönem de polis memuru olarak görev yaptığ toprakları anlatan ilk romanıdır.Orwell'ın dili her zaman ki gibi açık,duru ve bir o kadar da etkileyici.Karakteler çok gerçekçi, kölelik ve efendi sistemi keskin bir şekilde ortaya konmuş ,beyaz adamın kibrini iliklerinize kadar hissedebilceğjniz harika bir eser.Biraz da size kitabın karakterlerin ve olay örgüsünden bahsetmek istiyorum. Bu çöl geçilemez Melankoli dallarının gölgesinde,                               Nasıl hoşunuza giderse,( W.S) Burma ahhh o yakıcı sıcak ve sivrisinekler ayrılmaz parçası olmuş koloni.Birisi bana Burma'yı bana tek bir cümle anlat dese kuracağım cümle sanırım toz,toprak,katlanılmaz sıcak, sivrisinekler ve pis ter kokuları olur.Gelelim kitabın baş kahramanlarından birine.Babadan gelme öğütle tırnakları ile kazıyarak tabiri caizse ilmek ilmek örerek insanların son meteliğine kadar sömürerek az çok bir devlet memuru olmayı başarabilmiş dü

Savas Sanatı / Sun Zi (Sun Tzu )

Resim
"Savaş Sanatı" insanlık tarihinin en eski ve üzerinde en fazla araştırma ve tartışma yapılmış strateji eseridir. Tarihsel sürecine baktığımızda "Savaş Sanatı" Song Hanedanı döneminde bütün askeri klasiklerin atası olarak değerlendirilmiş , Japonya'da üzerinde birçok çalışma yapılmış  ve sonunda Batı'da da en önemli strateji eserlerinden biri olarak kabul görmüştür. Eser Sun Zi'ye ait olup olmadığına dair tartışmalar yaşanmıştır. Zira Si Ma Qian'in "Tarihçinin Kayıtları"nda iki Sun Zi'den bahsedilmektedir.Bunlardan bir Su Wu,diğeri ise Sun Bin 'dir.Eserin Savaşan Beylikler döneminin sonunda derlendiği düşünülmektedir.1972 yılında Yin Que Shan'da bulunan Han Hanedanı dönemine ait bir mezarda Ham dönemi kopyasına ulaşılmıştır.Eser 13 bölümde  ve yaklaşık 2700 Çince imden oluşmaktadır. Kitabın içeriğine baktığımızda eserin genel olarak kişisel gelişim,liderlik,iş dünyası,şartlanma,başarıya odaklanma,savaş sanatları ve dü

Eylül / Mehmet Rauf

Resim
    Zamanın ilk psikolojik romanı olarak literature geçen eser.Hakikaten de karakterlerin iç dünyasının o kadar güzel işlemiş ve okura harikulade bir şekilde yansıtıyor ki .Bir yandan okudukça okuyasınız geliyor diğer yandan ise kitap bir türlü ilerlemiyor.Sanki hep aynı sayfada aynı satırda debelenip duruyormuşsunuz hissi veriyor.Ben bunu derin psikolojik anlatımlara bağladım. Hikayemizin baş kahramanları Süreyya ,Süreyya'nın eşi Suad ve Süreyya'nın halazadesi Necib.Hikayemiz bağ evinde Süreyya ve Suad'ın tatlı sohbetleri ile başlıyor.Süreyya'nın ailesi ile  bağ evinde vakit geçirmektedirler.Süreyya için hep bir şeyler eksik ,çabuk sıkılan,dikattatör bir baba elinde büyümüş , ne istediğini kendi bile bilmeyen hemen hemen her şeyden çabuk sıkılan tüm nazını eşi ve annesi çektiren tipik bir Türk erkeği. Suad sakin,hanımefendi,güzel ,nazik bir o kadar da eşine düşkün sanki dünyadaki tüm amacı Süreyya'nın yüzünün gülmesi ve onu hep ilk gün ki gibi sevmesi.V