Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Gerilim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ve Ayna Kırıldı – Agatha Christie

  Agatha Christie’nin eserlerini okudukça insanın aklına hep aynı soru geliyor: Bu kadın nasıl bu kadar zekice kurgular yaratabiliyor? Ve Ayna Kırıldı da bu sorunun cevabını vermek için oldukça uygun bir örnek. Kitap, Christie’nin karakter yaratmadaki ustalığını ve gerilimi yavaş yavaş yükseltme becerisini net bir şekilde gösteriyor. Hikâye, bir aile çevresinde gelişen sırlar ve gizemler üzerine kurulmuş. Christie’nin klasik üslubu burada da kendini hissettiriyor; her sayfada küçük ipuçları bırakıyor ve bir yandan okuyucu, diğer yandan karakterler bu ipuçlarını çözmeye çalışıyor. Benim en çok ilgimi çeken şey, Christie’nin karakterlerin psikolojisini öyle detaylı ve doğal bir şekilde çizmesi ki, olay örgüsü ne kadar karmaşık olursa olsun, karakterler hep gerçekçi kalıyor. Kitapta birkaç tahmin edilebilir an olsa da, Christie’nin beklenmedik sürprizleri okuyucuyu her defasında şaşırtıyor. Özellikle sonlara doğru tüm parçaların birleştiği an, okurken insanın “Vay be...

Mavi Cennet / C.J. BOX

Bu kitabı elime aldığımda açıkçası sıradan bir polisiye okuyacağımı sanmıştım. Ama sayfalar ilerledikçe yanıldığımı gördüm. Çünkü Mavi Cennet , yalnızca bir suç ve kovalamaca hikâyesi değil; insanın kendi içindeki savaşlarını, adalet arayışını ve doğanın hem koruyan hem de tehdit eden yüzünü anlatıyor. Montana’nın vahşi doğasında geçen bu roman beni öyle içine çekti ki, bazen kitabı elimden bırakıp bir süre düşündüm. Çünkü satırlarda bana da dokunan bir şeyler vardı. Mesela: “Sessizlik, bazen söylenen her şeyden daha yüksek sesle konuşur.” Karakterlerin çok boyutlu olması da kitabı farklı kıldı. İyiler kusursuz değil, kötüler de tamamen karanlık değil. Bu gri tonların arasında yürürken en çok şu satırda takıldım: “İnsanın en büyük savaşı başkalarıyla değil, kendi içindeki gölgelerle olandır.” Doğa tasvirleri ise büyüleyiciydi. Yağmur sonrası toprağın kokusunu, rüzgârın uğultusunu neredeyse hissettim. Ama gökyüzü sandığımız kadar masum değildi: “Mavi gökyüzü, cennet g...