''Hayat , tabi ki bir oyundur , evladım. Hayat , kurallara göre oynanması gereken bir oyundur. ''
18 Temmuz 1946'da kardeşinin lösemiden ölmesinden sonra hiç bir şey onun için artık eskisi gibi olmayacaktı ve olmadı da zaten. Allie' yi küçük yaşta kaybettikten sonra ne yapacağını bilemeyen, kendini savurup duran ,ara sıra saçmalayan ,kavgacı , argo sever ,her şeye isyan eden, küfürbaz, biraz şamatacı ve her geçen gün Aliie'yi daha da çok özleyen ,o kadar kötü insanlar dururken kardeşinin ölmesini kabullenemeyen bir çocuk. Kitapta sadece kardeşi için güzel cümleler sarf etmiş , geriye kalan karakterleri deyim yerindeyse yerden yere vurmuş resmen. Belki de kendince haklı çünkü bir insanın hayattaki en yakını kardeşidir. Düşünsenize ,aynı şey başımıza gelse çıldırmamak içten bile değil. Ailesi aşırı şiddet bağımlısı olması ve psikolojisinin biraz belki düzelir umudu ile psikiyatriste götürseler de , durum pek de değişmedi onun için. Bence hayata olan isyanını küfürlerin arkasına sığınarak gösteriyor. Çünkü ; elinden daha fazlası gelmiyor ancak küfür ederek hırsını çıkarabiliyor. Açıkçası ; size çok da bir şey katacağını düşündüğüm bir kitap değil ama acıyı hafifletmenin bir yolunu kendince bulmuş bir genci gözlerimizin önüne seriyor. Herkes için ayrı bir kulp bulması beni benden ediyor. Bilhassa kadınlarla ilgili yorumları pek de hoşuma gitmedi açıkçası ama yapacak bir şey yok. Bizim kahramanın ağzı bozuk. Hayatından gelip geçen insanlara özlem duyuyor , özlem duydukça biraz daha vurdum duymaz oluyor. Ya da öyle görünerek içinde kopan fırtınaları bir nebze olsun dindirmeye çalışıyor...
Ne diyeyim sevdiğini kaybetmek öyle kolay hazmedilir bir şey değil...
Keyifli okumalar dilerim ...
'' Tanısaydınız onu çok severdiniz . Benden iki yaş küçüktü , ama benden elli kat daha akıllıydı. ''
Yorumlar
Yorum Gönder