Ana içeriğe atla

Çavdar Tarlasında Çocuklar / J.D. Salinger

 





''Hayat , tabi ki bir oyundur , evladım. Hayat , kurallara göre oynanması gereken bir oyundur. ''


18 Temmuz 1946'da kardeşinin lösemiden ölmesinden sonra hiç bir şey onun için artık eskisi gibi olmayacaktı ve olmadı da zaten. Allie' yi küçük yaşta kaybettikten sonra ne yapacağını bilemeyen, kendini savurup duran ,ara sıra saçmalayan ,kavgacı , argo sever ,her şeye isyan eden, küfürbaz, biraz şamatacı ve her geçen gün Aliie'yi daha da çok özleyen ,o kadar kötü insanlar dururken kardeşinin ölmesini kabullenemeyen bir çocuk. Kitapta sadece kardeşi için güzel cümleler sarf etmiş , geriye kalan karakterleri deyim yerindeyse yerden yere vurmuş resmen. Belki de kendince haklı çünkü bir insanın hayattaki en yakını kardeşidir. Düşünsenize ,aynı şey başımıza gelse çıldırmamak içten bile değil. Ailesi aşırı şiddet bağımlısı olması ve psikolojisinin biraz belki düzelir umudu ile psikiyatriste götürseler de , durum pek de değişmedi onun için. Bence hayata olan isyanını küfürlerin arkasına sığınarak gösteriyor. Çünkü ; elinden daha fazlası gelmiyor ancak küfür ederek hırsını çıkarabiliyor. Açıkçası ; size çok da bir şey katacağını düşündüğüm bir kitap değil ama acıyı hafifletmenin bir yolunu kendince bulmuş bir genci gözlerimizin önüne seriyor. Herkes için ayrı bir kulp bulması beni benden ediyor. Bilhassa kadınlarla ilgili yorumları pek de hoşuma gitmedi açıkçası ama yapacak bir şey yok. Bizim kahramanın ağzı bozuk. Hayatından gelip geçen insanlara özlem duyuyor , özlem duydukça biraz daha vurdum duymaz oluyor. Ya da öyle görünerek içinde kopan fırtınaları bir nebze olsun dindirmeye çalışıyor...

Ne diyeyim sevdiğini kaybetmek öyle kolay hazmedilir bir şey değil...

Keyifli okumalar dilerim ...

'' Tanısaydınız onu çok severdiniz . Benden iki yaş küçüktü , ama benden elli kat daha akıllıydı. ''

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...