Ana içeriğe atla

Bin Damla Gözyası / Aya Kito

 




   Bir insanın kendi ölüm sürecine şahit olması ve bunu kabullenmesi, bir yandan hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan da  adım adım o hazin sona yaklaşması ne kadar acıdır diye düşünüyorum. 

   İşte  elinizde tuttuğunuz kitap tam da böyle bir kitap. Aya daha hayatının baharında sadece on dört yaşında hayata ve geleceğe dair bir sürü hayalleri var iken  omurilik ve beyincik dejenerasyonu hastası olduğunu öğrenir ve hayatı elinden hızlı bir şekilde kayar gider. Ailesine, arkadaşlarına ve çok sevdiği okuluna  ve bu güzel yaşama veda etmek zorunda kalacaktır.  Ama  Aya bir köşeye geçip ölümünü seyretmektense en sevdiği işi yaptı. Her gün tuttuğu günlüğüne yazmaya devam etti. Biz de Aya'nın hastalığının evrelerini, süreç boyunca yaşadığı zorlukları, yetersizlik hissinin ona verdiği yükü ,okulunu, arkadaşlarını hepsini bu tuttuğu günlük sayfalarının annesi ve doktorunun  da katkısı ile kitap haline getirilmesi ile öğrenmiş oluyoruz. Evet her güne günlüğüne mütemadiyen bir şeyler yazar Aya ta ki bir süre sonra omuriliği işlevini yitirip kasları beyninin komutlarını dinlemeyene ve yatağa bağımlı olup hareket edemeyene  ve parmakları işlevini yitirene kadar. Ne yazık ki Aya yirmi beş yaşında çok sevdiği bu hayata veda etmek zorunda kaldı. Aya-chan daha çok gençsin  sen bu hastalığı ve ölümü hak etmedin. 

 Çok detaya girmek istemiyorum.  Harika bir kitap , bir çırpıda okuyacaksınız. Göz yaşlarınızın istemsizce akacağından emin olabilirsiniz.

Kitabı okumadan önce yanınıza bolca mendil almanızı tavsiye ediyorum. Çünkü inanın çok lazım olacak.


''İnsanlara anlatacak güzel bir yaşamım olmadı, sürekli ağlayıp durdum. İmkanım varken keşke daha fazla şeyler yapsaymışım ,pişmanlıklarla dolu bir hayatım olduğu için utanıyorum.'' Aya

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...