Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Casus /Maksim Gorki

                    << bu da geçer >> "Zavallı Küçük Moruk" ya da "yetimcik"işte anne ve babasının ölümünden sonra evine sığındığı amcası tarafından taklan isimler buydu  Evsei Klimkof'a.Severdi amcası Evsei'yi tabi bu durumu karısı ve baş belası oğlu Jakov'dan saklamak zorundaydı zavallı demirci. Kendini toparlayıp el işinde çalışacağı yaşa gelene kadar amcası ona bakıp göz kulak oldu.Ama yine de Jakov'un dayaklarından pek de koruyamadı küçük yetimciği.O zamanlar nerden bilebilidi ki günün birinde Jakovla yeniden yolları kesişecek ve ondan bir şekilde intikamını alacak. Evsei'nin en sevdiği şey amcasını demir döverken,çalışırken izlemekti hem ara sıra da olsa amcası kendi aklının yettiği kadar ona akıl verir az çok sohbet ederdi. Bu yüzden amcasını çok severdi.Günler böyle geldi  geçti ve artık Evsei 'ye yol göründü ki aile de bunu istiyordu.Amcası bir gün onun elinden tutup şehre bir kitapçının yanında...

Deniz (Bir isyancının izleri ) / Turhan Feyizoğlu

    "Karlı  bir Şubat sabahı Ayaş'ta dünyaya  gözlerini açtığın zaman ilk işin ağlamak  olmuştu."     Cemil Gezmiş Turhan Feyizoğlu’nun Deniz (Bir İsyancının İzleri) adlı eseri, Türkiye’nin devrimci hareketlerinde sembol bir figür olan Deniz Gezmiş’in hayatını, mücadelesini ve trajik sonunu anlatıyor. Kitap, belgesel tarzında yazılmış, yoğun bir araştırmaya dayanan, arka planı derinlemesine ele alan bir eser. Konu Özeti: Eser, Deniz Gezmiş’in çocukluğundan başlayarak, üniversite yılları, devrimci hareketlere katılışı, yakalanışı ve idam sürecini titizlikle işler. Kitap yalnızca Deniz’in kişisel hikayesini değil, 1960’lar ve 70’lerin Türkiye’sinde toplumsal ve politik atmosferi de ele alarak dönemin ruhunu anlamamıza yardımcı olur. Feyizoğlu, Deniz'in devrimci duruşunu ve ideolojisini anlamaya çalışırken, onun hayatındaki önemli olayları ve dönüm noktalarını okura sunar. Ana Temalar: Devrimcilik ve Direniş: Deniz Gezmiş’in politik bilinci...

İnci /John Steınbeck

  "İnci" John Steinbeck'in İnci (orijinal adıyla The Pearl ) eseri, insan doğası, hırs, yoksulluk ve kader gibi evrensel temaları ele alan bir novelladır. Meksika’da bir balıkçı kasabasında yaşayan Kino'nun, denizden dev bir inci bulmasıyla hayatının dramatik bir şekilde değişmesini anlatır. Ana Temalar: İnci , Steinbeck’in diğer eserlerinde olduğu gibi, toplumsal sınıf ayrımları ve bireylerin bu sınıflar içindeki mücadeleleri üzerine odaklanır. Romanın merkezindeki hırs ve yoksulluk temaları, insanların en temel insani arzularının nasıl yozlaşabileceğini gösterir. İnci, Kino için ilk başta bir umut ve kurtuluş sembolü gibi görünse de, zamanla onu ve ailesini tehdit eden bir felakete dönüşür. Karakter İncelemesi: Kino, hayatında büyük bir değişiklik yapma hayali kuran bir adamdır. İnciyi bulduğunda, zenginlik ve güç arzusuyla dolup taşar. Ancak bu arzu onu çevresine ve hatta sevdiklerine karşı paranoyak ve savunmacı bir hale getirir. Kino’nun hikayesi, in...

Çakırcalı Efe/Yasar Kemal

  "Çakırcalı Efe! Çakırcalı Efe ! Yol ver geçelim .Yaban değiliz." Yaşar Kemal'in ilk biyografik kitabı olan Çakırcalı Efe'yi tamamlaması tam tamına on altı yıl sürmüştür.Çakırcalı Mehmet Efe'yi araştırma için Karınca Dağları , Bozdağları,Beşparmak Dağlarına geçmiş tabiri yerindeyse adım adım kahramanımızın izini sürmüştür . Elinden geldiğince onu en iyi tanıyan insanlara ulaşmaya çalışmıştır. Kitabı kaleme alırken en çok iki kişinin bilgisinden yararlanmıştır. Birisi Çakırcalıyı öldüren müfrezenin kumandanı emekli albay Rüştü Kobaş diğeri ise eski bir Jandarma Çavuşu olan Hacı Ali çavuştur. Bu arada Yaşar Kemal Çakırcalı'nın en son kızanına da ulaşmış fakat anıları için istediği miktarda parayı bulamadığı için onun en yakınlarından  birisi olan son kızanının ağzından anılar dinleyememiştir. Ne kadar büyük bir bencillik Koca Mustafa Efe'nin Çakırcalı'nın anılarını  para ile satmaya çalışması. Ama  o vakite kadar da derlediklerinden yeterinc...

Fahrenheitt 451 / Ray Bradbury

                                       FAHRENHEIT 451 Kitap kağıdının tutuşup yandığı ısı derecesi. Guy Montag, yakmanın cazibeli bir iş olduğunu düşünen ama bunun gerçek nedenlerini sorgulamayan bir itfaiyecidir. Eşi Mildred ile sıradan ve sorgusuz bir yaşam sürmektedir. Ancak yaptığı işte bir gariplik vardır: Yangın söndürmesi gereken bir meslek, neden kitapları ve evleri yakmakla görevlendirilmişti? Yanan kitapların ve evlerin alevlerini izlemek, akşamın karanlığında neden böylesine büyüleyici görünüyordu? Yoksa bu, sadece sorgulamadıkları için mi böyle hissediliyordu? Montag, bu soruları zihninde tartışmaya başlar. Eski zamanlarda, itfaiyeciler yangınları önlemekle görevliydi. Şimdi ise yangınları başlatıyorlardı. Bu yeni düzenin temeli, 1790’da kolonilerde İngiliz etkisinde kalan kitapların yakılması için kurulmuştu. İlk itfaiyeci Benjamin Franklin olarak tarihe geçmişti....