Casus /Maksim Gorki

 



                  << bu da geçer >>

"Zavallı Küçük Moruk" ya da "yetimcik"işte anne ve babasının ölümünden sonra evine sığındığı amcası tarafından taklan isimler buydu  Evsei Klimkof'a.Severdi amcası Evsei'yi tabi bu durumu karısı ve baş belası oğlu Jakov'dan saklamak zorundaydı zavallı demirci. Kendini toparlayıp el işinde çalışacağı yaşa gelene kadar amcası ona bakıp göz kulak oldu.Ama yine de Jakov'un dayaklarından pek de koruyamadı küçük yetimciği.O zamanlar nerden bilebilidi ki günün birinde Jakovla yeniden yolları kesişecek ve ondan bir şekilde intikamını alacak.

Evsei'nin en sevdiği şey amcasını demir döverken,çalışırken izlemekti hem ara sıra da olsa amcası kendi aklının yettiği kadar ona akıl verir az çok sohbet ederdi. Bu yüzden amcasını çok severdi.Günler böyle geldi  geçti ve artık Evsei 'ye yol göründü ki aile de bunu istiyordu.Amcası bir gün onun elinden tutup şehre bir kitapçının yanında çalışması için işe verdi.Yapması gerekenler çok basitti.Köhne dükkanı ve patronun odasını  temizlemek,kitapları tasniflemek ve dinlemek.Hatta sadece patronunu değil etrafı ,olanı biteni sessizce dinlemek, takipte kalmak ve öğrendiği her şeyi yaşlı kitapcıya harfi harfiyen aktarmak yani bir nevi casusuluk.İşte Evsei evrileceği mesleğe yaşlı kitapçının emri ile biraz da ruhuna çocukluktan işleyen  o korku ile başlamış oldu.Önce kitapçının gözü kulağı oldu sonra da ...

Geriye kalanını da size bırakıyorum.Ben kitabı çok sevdim Klimkof'a hem üzüldüm hem de korkaklığı üstüne bir gömlek gibi giydiği içinde kızdım ama sevdim.Bir insanın nasıl yaşarsa öyle öleceğini düşünürüm hep.Klimkof da hayatı boyunca korkarak yaşadı belki de yaşadıkları ,yaşantısı,eksikliği,kimsesizliği ona korkudan başka bir seçenek sunmadı.

Senin için çok üzüldüm yetimcik.






"Memurları en çok eğlendiren ve en çok kızdıranlarsa siyasi tutuklulardı.Burunları havada içeri girerler,bağıra çağıra tartışırlardı.Ne kimseye merhaba ne de kimseye hoşçakal demezlerdi.Ancak Klimikof bir şey anlamıştı: Kendilerine kafa tutan bu adamlarla ettikleri tüm alaylara,  tüm aşağılatıcı sözlere karşın  kuşku dolu bir saygı da besliyorlardı."(s.79)





"Çok şey görebiliyorum ama ,anlatamıyorum.Başka bir yaşantı gerekli !"(s.93)




"Bütün kötülükleri doğuran yoksulluktu."(s.103) 




"Anarşitlerin güvenini kazanmak için 《Hayat dar gelirliler için zordur, polisler bize karşı güç kullanıyorlar ,eşitlik yok》demek gerekir."(s.142)





"《 Gizli polissiniz...Üniversitedeyken dört ay içeri girmemi sağlamıştınız .Siz bir alçaksınız .》"(s.147)





"Genç,yaşlı,kadın erkek , tümünü önüne katmış eziyor ,yakıp yıkıyordu. Bu ocak söndürücü, yok edici canavarı ortaya süren hayatın efendisi'ydi. Efendinin adı da Korkuydu."(s.158)





"《Ölenlerin, ailesinden biri ölmüş olanların hepsi çocuklarının niçin öldürüldüğünü , heyecanla, korkuyla kendi kendilerine soruyorlardı.Niçin çocuklarımızı öldürdüler? 》(s.165)




"Hayatı adalet ve aklın kurallarına göre düzenleyecek vicdanlı kişilerin sayısı gün geçtikçe çoğalıyor."(s.200)





"İşçiler ekmek,su, ışık vermek istemediler.Açlık ,susuzluk,karanlık günlerce sürdü.Bu genel grev günlerinde halk sokaklara döküldü; türküler söylüyorlar , çocuklar gibi eğleniyorlardı.İlk kez halk kendi egemenliğinin tadını almıştı.İlk kez tüm yaşantılar üzerindeki gücünü ölçebiliyordu."(s.223)






"Kader, fakirlerin isteklerini bastırmaktan, iradelerini yok emekten başka bir işe yaramıyor."(s.237)




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1984 / GEORGE ORWELL

Agrı Dagı Efsanesi /Yaşar Kemal

Benim küçük dünyam