Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Faust / Goethe

                                                                                                       Şeytana pabucunu ters giydiren Faust . Johann Wolfgang von Goethe’nin Faust adlı eseri, dünya edebiyatının en önemli ve etkileyici trajedilerinden biri olarak kabul edilir. İki bölümden oluşan bu dramatik eser, insanın bilgiye, sonsuz güce ve mutluluğa ulaşma arzusunu, ahlaki ikilemler ve metafizik sorgulamalarla ele alır. Goethe’nin yarattığı Faust karakteri, evrensel bir arayışın sembolü haline gelir ve eserin zengin felsefi derinliği, sadece bir hikâye anlatmanın ötesinde, insanın varoluşsal problemleri üzerine bir düşünce platformu sunar. Konu ve Olay Örgüsü Faust, yaşadığı dünyada maddi ve manevi tüm imkânlara s...

Beyaz Zambaklar Ülkesinde / Grigor Petrov

  Mustafa Kemal Atatürk tarafından okunup , çok beğenilip eğitim kurumlarında okutulmasını istediği bir bir kitap.   Finlandiya eğitim sistemini anlatan kitapta , bir ülkenin kalkınması ve muhasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi için ilk şart eğitim sisteminin vatanına faydalı insanlar yetiştirmekten geçmektedir. Atatürk yurt dışına eğitim için gönderdiği öğrencilere söylediği söz aklıma geldi bir anda  ''   Sizleri kıvılcım olarak gönderiyoruz . Alev olarak döneceksiniz .''  İşte aynı durum Finlandiya için de geçerli .Kitapta yoktan var olan bir ülkenin hikayesini okuyacaksınız. Aslında  Kurtuluş Savaşı sonrasındaki ülkemizde yapılan kalkınma  , işbirliği , insanların ülkeyi kalkındırma için çabaları da aynı sistemle olmuştur. Tek fark Finlandiya ' da bu durum süreklilik arz ederken bizim ülkemizde Gazi Paşa 'nın ölümünden sonra azalmış, aksamış ve sonunda da ilerleme hayal edilen boyutta olmamıştır. Kitabın içeriğine yeniden dön...

Çavdar Tarlasında Çocuklar / J.D. Salinger

  ''Hayat , tabi ki bir oyundur , evladım. Hayat , kurallara göre oynanması gereken bir oyundur. '' 18 Temmuz 1946'da kardeşinin lösemiden ölmesinden sonra hiç bir şey onun için artık eskisi gibi olmayacaktı ve olmadı da zaten. Allie' yi küçük yaşta kaybettikten sonra ne yapacağını bilemeyen, kendini savurup duran ,ara sıra saçmalayan ,kavgacı , argo sever ,her şeye isyan eden, küfürbaz, biraz şamatacı ve her geçen gün Aliie'yi daha da çok özleyen ,o kadar kötü insanlar dururken kardeşinin ölmesini kabullenemeyen bir çocuk. Kitapta sadece kardeşi için güzel cümleler sarf etmiş , geriye kalan karakterleri deyim yerindeyse yerden yere vurmuş resmen. Belki de kendince haklı çünkü bir insanın hayattaki en yakını kardeşidir. Düşünsenize ,aynı şey başımıza gelse çıldırmamak içten bile değil. Ailesi aşırı şiddet bağımlısı olması ve psikolojisinin biraz belki düzelir umudu ile psikiyatriste götürseler de , durum pek de değişmedi onun için. ...

Kazaklar / Tolstoy

               '' Mutluluk ,tabiatla baş başa olmak ,onu görmek , onunla konuşabilmektir. '' Tolstoy'un  kaleminden çıkan ilk eser Kazaklar ... Rusya'dan Kazaklar 'ın yaşadığı bir köye  gelen aristokrat Olenin'in karşılıksız aşkının hikayesi ile karşı karşıyasınız.Konu aşk hikayesi olmakla birlikte , yazar Kazaklar 'ın yaşam biçimlerini , gelenek ve göreneklerini çok güzel bir şekilde  kalem almıştır.Kahramanımız Olenin  ilk başta biraz da ön yargı ile geldiği bölgeye ,insanlara ve yaşamlarına yavaş yavaş alışmış hatta hayatının aşkı ile de burada tanışmıştır  ve insanlara yardım ettikçe asıl huzurun bir başka insanın kalbine dokunmaktan geçtiğinin farkına varmıştır.Ama nedense kendisine tam anlamıyle bir mutluluğu layık görmemiştir. Yazar , romanında harika betimlemelere yer vermiştir  ki kendinizi bir anda Olenin ve Yeroşka Amca ile masa başında içki içerken buluyorsunuz ya da bir dağda av peşinde koşuyo...

Hallac-ı Mansur / Wolfgang Günter Lerch

  ''Bunu söyledim ve bugün de söylüyorum : ENEL HAK ! Ben yaratıcı gerçeğim.Gerçeğin tanrısallığı benim insanlığımda öyle açık bir şekilde zuhur ediyor ki ki , insanlığın buna sevinmesi lazım.'' Hallac böyle tasvir etmiş içindeki Tanrı sevgisini.Ona göre kişi Tanrı'yı kendi içinde aramalıdır.Tanrı değil midir insanlara kendi nefesinden üflemiş, belki de bundan ötürü Hallac ENELHAK demiştir. Ruhunda Tanrı'dan bir parça olduğu için. Karşımızda tarihin sayfalarından bildiğiniz meşhur Hallac-ı Mansur var ; zamanında Allah'a şirk koştuğu gerekçesi ile derisi yüzülen müslüman . Hallac tarihte ilk sosyalist müsluman olarak bilinir. O vakitte de zenginler ve fakirler diye toplum ikiye ayrılmaktadır.Bir kısım halife yanlısı olanların düzeni yerinde iken halk sefalet ve açlık içinde yaşamaktadır. Bu adaletsizliği dile getiren Hallac haliyle bir takım insanların  gözüne  batmıştır .Aynı Allah'a tapan insanlar baktılar ki çevrelerindeki inanlar Hallac ad...

Bütün Siirleri / Orhan Veli

Orhan Veli , aslında adını duymamız bile yeterli değil mi. Şair için çok şey söylemeye gerek yok. Çünkü ; sanat aleni sanatçı belli. Okumalarım boyunca fark ettiğim şeylerden birisi de büyük şairler ve yazarlar nedense ölümlerinden sonra eserleri ve kendileri ün salmış ve kıymetleri bilinmiş. Keşke hayatta iken kıymetleri bilinseymiş. Şimdi size hayatının en güzel yaşında daha otuz altı yaşında dünyaya gözlerini yuman büyük şairden Adam Yayınlarında titizlikle yeniden derlenen şiir kitabından sevdiğim bir kaç şiirini  buraya bırakıyorum... Kim bilir belki siz de kendinize ait bir şeyle bulursunuz Orhan Veli'nin dizlerinde. Şiddetle okumanızı tavsiye ederim.... QUANTİTATİF  Güzel kadınları severim, İşçi kadınları da severim ; Güzel işçi kadınları Daha çok severim.                                                          ...

Sergüzest / Samipaşazade Sezai

  Dilber ,Kafkasya'dan İstanbul'a gelen güzeller güzeli çerkez kızı. Küçücük yaşında evinden, yurdundan olup diyar diyar gezen halayık kızın sondan önceki evi  Asaf Paşa konağıdır.Asaf Paşa konağı hayatının dönüm noktasıdır çünkü orada  aşk ile tanışır bizim çerkez güzeli.Evin oğlu  Celal Avrupa'da tahsil görmüş , kültürü bir İstanbul beyefendisidir. Dilber Celal'e , Celal de Dilber'e gönlünü kaptırır da kaptırmasına ama aile ne der bu işe.Dilber  ne  kadar okuma yazma bilse de , elinden her iş gelse de , evin oğlu Celal'e layık görülmemiştir.Apar topar güzelim Dilber'i Mısırlı bir tacire satarlar insafsızlar.Celal haberi duyar duymaz hastalanır  yataklara düşer .Ama Dilber'in Mısırlı'ya cariye olmaya hiç niyeti yoktur.Ne yapıp edip bir şekilde İstanbul'a geri dönme planları yapmaktadır  ta ki kendini çaresizlikten  Nil'in derin sularına bırakana kadar. Ben Dilber'e çok üzülmüştüm.Küçük yaşta köle olarak satılmış hayatının hiç bir vaktind...