Ana içeriğe atla

DOĞU BATI DİVANI / GOETHE

 



Doğu-Batı Divanı Goethe'nin Doğu kültüründen, özellikle de Fars ve İslam edebiyatından etkilenerek kaleme aldığı şiir koleksiyonudur. Goethe bu eserde Batı ve Doğu'nun kültürel değerlerini harmanlayarak iki dünyayı bir araya getirmeye çalışır. Eser, onun yalnızca Doğu’ya duyduğu hayranlığı değil, aynı zamanda evrensel barış, kültürel alışveriş ve insanlığın ortak değerleri gibi temaları da işler. Goethe burada özellikle ünlü Fars şairi Hafız’dan esinlenmiştir ve onun şiirlerine karşı duyduğu derin hayranlığı sık sık dile getirir.

Kitap on iki bölümden oluşur ve her bölüm farklı bir tema ve duygu çerçevesinde şekillenir. Bu bölümler; aşk, doğa, mistik deneyimler, tasavvuf ve insanlık meselelerini ele alır. Goethe'nin Batı ile Doğu arasında kurduğu bu köprü, aslında onun kültürler arası diyaloga olan inancını ve Doğu kültürüne duyduğu saygıyı gösterir.

Eserin dili oldukça yoğun ve semboliktir; Goethe, mistik ve tasavvufi öğelerle zenginleştirdiği şiirlerinde insan ruhunun derinliklerine iner. Şiirlerde sıkça doğaya, sevgiye ve ilahi aşka vurgu yapılır. Bu yüzden Doğu-Batı Divanı, yalnızca edebi bir eser değil, aynı zamanda bir düşünce manifestosu olarak da görülebilir. Goethe'nin bu eserdeki yaklaşımı, farklı kültürlere olan açık fikirliliği ve onları anlama çabası günümüzde de oldukça ilham vericidir.

Eser, iki kültür arasındaki ayrımları değil, ortak noktaları vurgulamasıyla da dikkat çeker. Goethe'nin bir anlamda dünya vatandaşı bakış açısını yansıtan bu eser, bugün hâlâ kültürel diyalog ve hoşgörü açısından büyük bir öneme sahip.



"Aşkın olduğu yerde hayat vardır."


"Her bilginin ötesinde bir bilgi var; bu bilgi içimize doğru yolculuğumuzda açığa çıkar.''


"Batı'da aklımı geliştirdim, Doğu'da ise ruhumu buldum."


"İnsan, evrende bir hiçken bir âlemle tamam olur."


"Yaratan’a dair söylenen her şey, yalnızca bir gölgeye dair söylenmiştir."


"Kim ki şarabı hor görür, o bilmiyor hayat nedir."


"İki gönül, bir sırla buluşmalı; yalnızca o sır çözer tüm bilmeceyi."





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...