Ana içeriğe atla

Remember That Fage!/ Ferguson Findley






A Crime Novel I Didn’t Normally Read, Yet This Book Nailed Me to My Chair: Remember That Face


Normally, I’m captivated by world classics and philosophy books. Crime novels aren’t usually my thing. But when I picked up Ferguson Findley’s 1951 edition of Remember That Face, I realized the book had been waiting for me. I read every page slowly, savoring it, letting curiosity grow with every line, and I didn’t want to put it down.

From the very first pages, the book builds a sense of mystery. The relationships between characters, the trust and deep connections, don’t just drive the action—they explore human psychology beautifully. At times I thought: “Sometimes someone in your life may seem like a friend, but things aren’t always what they appear to be.” This feeling is especially evident in the friendship formed with the character disguised as a bartender, creating a subtle tension and curiosity as you turn the pages.

One of the most striking parts is the unexpected encounters and the suspense that builds in certain scenes. I won’t give everything away; just know that anything can happen at any moment, and feeling that suspense makes it almost addictive to keep reading.

Ferguson Findley’s language, although from the 1950s, is smooth and engaging. I also found that my knowledge of English slang improved a bit thanks to this book. 🙂 Moreover, the storytelling includes sudden action, surprises, and psychological depth, reminiscent of classic American crime films.

The deep bond and trust between the main character and his lover is another highlight. Even though I’m not usually a crime reader, these human emotions make the book’s core even more powerful. There were moments when I thought, “Is everything really over?”—this is one of the most unforgettable aspects of the book.


Quotes from the book:

“Sometimes a person must look beyond the surface, or they will never reach the truth.” – This line perfectly summarizes the book’s dose of mystery and suspense.

“Trust is sometimes tested at the most unexpected moment and can affect a person profoundly.” – Reflects the characters’ relationships and bonds.

“Small clues are the key to big secrets; pay attention, every detail matters.” – Highlights the allure of the crime genre.

“Sometimes you’re safer than you think, and other times everything changes when you least expect it.” – Captures the tension and suspense perfectly.


This book is not just about action; it masterfully explores character psychology, relationships, trust, and betrayal. Every page is filled with curiosity and reflection. And of course, the ending… that final scene still sends a shiver down my spine.


And of course, my recommendation:

“Hey man, grab this book and finish it in one go, or I’ll nail you to your chair.”






 Bir Polisiye Sevmeyen Olarak, Bu Kitap Beni Koltuğa Çiviledi: Remember That Face


Normalde dünya klasikleri ve felsefe kitaplarına gönlümü kaptırmış biriyim. Polisiye türü benim için pek alışılmış bir tercih değil. Ama Ferguson Findley’in 1951 basımı Remember That Face kitabını elime aldığımda, fark ettim ki kitap beni bekliyormuş. Her sayfasını sindire sindire, acele etmeden okudum; her satırda merakım biraz daha büyüdü ve elimden bırakmak istemedim.

Kitap, ilk sayfalardan itibaren bir gizem yaratıyor. Karakterler arasındaki ilişkiler, aralarındaki güven ve derin bağ, sadece aksiyonu değil, insan psikolojisini de öyle güzel işliyor ki… Bazen düşündüm: “Bazen hayatına giren biri sana dost gibi görünür ama işler hiç de göründüğü gibi olmayabilir.” Bu his, özellikle barmen kılığına girmiş karakterlerle kurulan arkadaşlıkta öyle güzel yansıtılmış ki, okurken içinizde bir gerilim, bir merak dalgası yükseliyor.

Kitapta öne çıkan sahnelerden biri, karakterlerin beklenmedik karşılaşmaları ve gerilimi hissedebileceğiniz anlar. Ama her şeyi doğrudan anlatmıyorum; sadece şunu diyebilirim: Her an her şey olabilir ve bunu hissederken sayfaları çevirmek neredeyse bağımlılık yaratıyor.

Ferguson Findley’in dili, 1950’lerin İngilizcesi olmasına rağmen akıcı ve sürükleyici. Kitap sayesinde benim İngilizce argo kelime haznem de az çok gelişti diyebilirim. 🙂 Bunun yanında kitabın anlatımı, tıpkı Amerikan polisiye filmlerindeki gibi ani aksiyonlar, sürprizler ve psikolojik derinlikleri içeriyor.

Kitapta karakterlerin sevgilisiyle olan derin bağı ve güveni görmek de ayrı bir keyifti. Her ne kadar polisiye okuyucusu olmasam da, bu insani duygular kitabın ruhunu daha da güçlü kılıyor. Öyle sahneler vardı ki, içimden “Acaba her şey gerçekten bitti mi?” diye geçirdim; işte bu da kitabın en unutulmaz anlarından biri.


Alıntılar:

✨ “İnsan bazen yüzeyin ötesini görmek zorundadır, yoksa asla gerçeğe ulaşamaz.” – Bu cümle kitabın gizem ve gerilim dozunu özetliyor.

“Güven, bazen en beklenmedik anda sınanır ve insanı en derin biçimde etkiler.” – Karakterlerin ilişkilerini ve bağlarını yansıtan bir ifade.

“Küçük ipuçları, büyük sırların anahtarıdır; dikkat et, her detay önemlidir.” – Polisiye türünün çekiciliğini artıran cümlelerden biri.

“Bazen düşündüğün kadar güvendesin, bazen ise hiç hazır olmadığın bir anda her şey değişir.” – Kitabın gerilimi ve merak unsurunu mükemmel özetliyor.


Bu kitap, sadece aksiyon değil; karakterlerin psikolojisi, ilişkileri, güven ve ihanet temalarını da ustaca işliyor. Her sayfa, hem merak hem de düşündürme hissiyle dolu. Ve tabii final… O son sahne, içimde hâlâ bir titreme bırakıyor.


Ve elbette, önerim:

“Hey adamım al bu kitabı bir çırpıda bitir yoksa seni oturduğun koltuğa çivilerim.”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...