Ana içeriğe atla

USTA ve MARGARİTA / MİHAİL BULGAKOV







Usta ve Margarita – Şeytanın Gölgesinde Bir Başyapıt

Mihail Bulgakov’un Usta ve Margarita adlı eseri, edebiyat tarihinde benzersiz bir yer tutan, büyüleyici ve çok katmanlı bir roman. Moskova ve Kudüs’ü paralel anlatılarla iç içe geçiren bu yapıt, hem fantastik öğeleri hem de siyasi ve felsefi derinliğiyle okurunu adeta bir bilmecenin içine çekiyor.

Kitapta en çarpıcı unsurlardan biri, Şeytan’ın bizzat Moskova’ya gelmesi ve şehri altüst etmesidir. Woland ve tuhaf maiyeti, sahtekârlıkları ve yozlaşmış değerleri gözler önüne sererken, aynı zamanda adaletin doğasını da sorgulatıyor. Bulgakov’un şeytanı, klasik anlamda sadece kötülüğün temsilcisi değil; aynı zamanda çürümüş düzenin maskesini düşüren, ikiyüzlülüğe karşı savaş açan bir figür. Tam da bu noktada, Woland’ın Stalin rejimini temsil edip etmediği sorusu gündeme geliyor. O, sadece kaos yaratan bir güç mü, yoksa yozlaşmış bir toplumun karanlık aynası mı?

Öte yandan, Bulgakov’un romanı Stalin dönemi Rusya’sında kaleme alınmış ve yazarın ölümünden sonra bile ancak sansürlü olarak yayımlanabilmiştir. Totaliter rejimin, bu eser karşısında duyduğu korkunun nedeni yalnızca dini temalar mıydı? Yoksa Woland’ın varlığı, Sovyet rejiminin kusursuz bir sistem olduğu iddiasını sarsan, halkın sorgulamasına yol açabilecek tehlikeli bir metafor muydu? Bulgakov, dini ve felsefi sorgulamaları, fantastik ve hiciv dolu bir anlatıyla harmanlayarak rejimin otoritesine meydan okuyor.

Moskova sokaklarında Woland’ın estirdiği kaosun yankıları, Kudüs’te Pontius Pilatus’un vicdanıyla verdiği savaşta da hissediliyor. Kudüs ve Moskova, iki farklı zaman dilimi olmasına rağmen, aynı esrarengiz atmosfer içinde birleşiyor. Belki de bu, tarih boyunca değişmeyen insan doğasının bir yansımasıdır. Çünkü baskıcı rejimler, adaletin sorgulanmasını her zaman tehlikeli bulur ve Bulgakov bu gerçeği olağanüstü bir edebi dehayla gözler önüne serer.

Usta ve Margarita, yalnızca bir roman değil; inanç, güç, özgürlük ve sanat üzerine derin bir felsefi yolculuk. Bulgakov, hem sistemin çürümüşlüğünü hem de sanatın ve düşüncenin özgür kalma mücadelesini bu büyülü eserinde ölümsüzleştiriyor. Moskova’da şeytanın ayak sesleri yankılanırken, belki de asıl soru şudur:



Gerçekten korkulması gereken şey, şeytanın varlığı mı, yoksa onun açığa çıkardığı gerçekler mi?




    "Evet, insan ölümlüdür, ama mesele şu ki, bazen aniden ölür."


     "El yazmaları yanmaz."


    "Gerçeğin ne olduğunu sen bilebilir misin? Gerçek, sadece senin düşündüğün bir şeydir."


    "Kötülük olmadan iyilik de olmaz, gölge olmadan ışık da."



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...