Ana içeriğe atla

ÜTOPYA / THOMAS MORE





 Thomas More’un 1516 yılında kaleme aldığı Ütopya, hayali bir toplum modeli üzerinden insan doğasına ve toplumsal yapıya yönelik eleştiriler sunan bir eserdir. More’un bu eseri, onun düşünsel derinliğini ve dönemine dair politik, dini ve sosyal gözlemlerini ortaya koyar. Kitap, kelime anlamı itibariyle “olmayan yer” anlamına gelir ve mükemmel bir toplumun gerçekleşebilirliğini sorgularken, var olan toplum düzeninin eksiklerine dair keskin eleştiriler getirir.

Kitabın Teması ve Kurgusu


Kitap, Raphael Hythloday adlı bir gezginin, Ütopya adındaki mükemmel bir adayı anlatması üzerine kurgulanmıştır. Bu ada, adaletin ve eşitliğin tam anlamıyla sağlandığı, özel mülkiyetin olmadığı, herkesin toplumsal refah için çalıştığı bir yerdir. Ütopya’da bireysel çıkarlar değil, toplumsal fayda ön plandadır ve herkes için ortak bir yaşam standardı sunulmaktadır. İdeal toplum , ideal devlet düzeni üzerine kurulu bir ülke.

More, Ütopya toplumunun özellikleriyle kendi dönemi ve toplumu arasındaki çelişkileri gözler önüne serer. İngiltere’nin toplumsal yapısındaki eşitsizlikler, adaletsizlikler ve zengin-fakir uçurumu kitap boyunca hicvedilir. Örneğin, özel mülkiyetin kaldırılması ve ortak mülkiyet anlayışı, dönemin feodal yapısına bir başkaldırı olarak okunabilir. Ayrıca, Ütopya’da din özgürlüğü vardır, ancak bu özgürlük düzenin bozulmasına yol açmayan bir çerçevede korunur. Bu yönüyle More, dinin ve inanç sistemlerinin toplum üzerindeki etkisini de sorgular.

Ütopya, yazıldığı dönemin çok ötesine geçerek, günümüzde de siyasi ve felsefi tartışmalarda yer bulmaya devam eden bir eserdir. Modern toplumların eşitlik, adalet ve özgürlük anlayışları hala bu kitaptaki kavramlarla tartışılmaktadır. Örneğin, More’un özel mülkiyet eleştirisi, günümüzde kapitalizmin eleştirisinde yankı bulur. Ancak, More’un idealize ettiği toplum yapısının uygulanabilirliği hala büyük bir tartışma konusudur.

Ütopya, ideal bir dünya arayışının edebi bir yansıması olarak, toplumların sosyal yapısı üzerine derin düşünceler sunan neredeyse  beşyüz yıl önce yayınlanmış zamansız bir eser. Thomas More’un hem kendi dönemine yönelik eleştirileri hem de evrensel insan doğasına dair gözlemleri, Ütopya’yı sadece bir kurgu değil, aynı zamanda bir felsefi ve politik tartışma platformu haline getiriyor. Günümüzde dahi geçerliliğini koruyan fikirleri ile, okuyucularını adalet, eşitlik ve özgürlük kavramları üzerine yeniden düşünmeye davet eden bir başyapıt.


Kişisel  eleştirim :

Thomas More, dönemin İngiltere’sinde aristokrat bir aileden gelen, iyi eğitimli ve krallıkta önemli görevlerde bulunmuş bir elittir. Tabiri caizse, bir eli yağda bir eli balda olan ve dediğini yaptırabilen bir konumda bulunuyordu. Buna rağmen, Ütopya adlı eserinde ilk sosyalist fikirleri kaleme almıştır. Ancak, saraya yakın, varlıklı bir kişi olarak, gerçekten sosyalizmi, eşitliği ve ortak mülkiyeti mi savunmuştur, yoksa şakacılığıyla da bilinen More, ideal devleti anlatırken daha çok hiciv mi yapmıştır? Bu çelişkiye hâlâ net bir cevap bulunamamıştır.





"Her yerde paranın geçerli olduğu toplumlarda, insanların varlıklı sınıfları kollaması gerekir. Oysa bir yerde para geçmezse, orada insanlar yalnızca kendileri için değil, toplum için de çalışırlar."


"Ütopya’da, insan aklı ve erdemi ile yönetilen bir düzen vardır. Burada yöneticiler, halkın iyiliği için çalışır, kişisel çıkarlar peşinde koşmazlar."


"Bütün suçlar, ya özel mülkiyetten ya da mülkiyetin getirdiği açgözlülükten kaynaklanır."


"Eğer insanlar başkalarının ellerinde açlıktan ölürken, bazıları ihtiyaçlarından çok daha fazlasını biriktiriyorsa, bu dünyada adaletten söz edilebilir mi?"


"Ütopya’da savaş yalnızca savunma amaçlıdır ve zorunlu olmadıkça kaçınılması gereken bir kötülüktür."


''Hırsızlığa  böyle ağır ve korkunç cezalar vermek yerine herkese geçinme imkanı sağlarsanız kimse kelleyi kaybetmeyi göze alıp hırsızlık yapmak zorunda kalmazdı.''


''Ütopyalılar , bizi neşeli bir hayatı yani hazzı bütün eylemlerimizin amacı haline getirmeye doğanın kendisi sevk eder ; erdem de doğanın kurallarına uygun yaşamak olarak tanımlanmalıdır.''


''Akıllı insan ilaç almak yerine hasta olmamaya bakan insandır ; sonradan acıyı dindirecek bir şey bulmak yerine acıyı baştan önler.En iyisi bu tür hazlara müptela olmaktansa  onlara hiç ihtiyaç duymamaktır.''

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...