Ana içeriğe atla

VAHŞET'İN ÇAĞRISI / JACK LONDON





 Vahşetin Çağrısı, Jack London’ın en bilinen eserlerinden biri olup doğanın acımasız dünyasında hayatta kalma mücadelesini anlatır. Roman, 1903 yılında yayımlanmış ve o dönemde büyük ses getirmiştir. Kitabın kahramanı Buck isimli bir köpektir, ancak bu köpek karakterinin insanın iç dünyasını ve vahşi doğadaki hayatta kalma içgüdülerini simgelemesi onu diğer hayvan hikayelerinden ayırır.

Konu Özeti

Kitap, Kaliforniya'da rahat bir hayat süren Buck’ın kaçırılıp Kanada’daki zorlu kuzey topraklarına satılmasıyla başlar. Burada bir kızak köpeği olarak ağır işlere zorlanır ve vahşi doğanın acımasızlığıyla yüzleşir. Buck, ilk başlarda bu yeni hayatına uyum sağlamakta zorlanır, ancak zamanla içindeki ilkel içgüdüler uyanır ve kendini vahşi doğanın sert kurallarına göre şekillendirir. Kitap boyunca Buck’ın dönüşümünü izleriz; efendilerinin otoritesine boyun eğen evcil bir köpekten, doğanın çağrısına cevap veren bir lider kurt olur.

Temalar

Jack London, Vahşetin Çağrısı ile insan ve doğa arasındaki ilişkiye dair derin mesajlar verir. Başlıca temalar arasında hayatta kalma, içgüdüler ve özgürlüğe ulaşma arayışı öne çıkar.

  1. Hayatta Kalma ve Güçlü Olanın Ayakta Kalması: Roman, Darwin’in evrim teorisi ve güçlü olanın hayatta kalması prensibine dayalı olarak, Buck’ın sürekli değişen dünyasında uyum sağlayarak nasıl hayatta kaldığını gösterir. Zayıf olanların elendiği, güçlü olanların hükmettiği bir dünyada Buck, hem içindeki ilkel gücü hem de zekasını kullanarak hayatta kalmayı öğrenir.

  2. İçgüdüler ve Dönüşüm: Buck’ın dönüşümü, modern insanın içinde hâlâ var olan ilkel içgüdülere bir göndermedir. London, bu içgüdülerin ne kadar derin ve güçlü olduğunu gösterir. Buck, insanın otoritesine boyun eğen bir köpekten, doğaya tamamen teslim olmuş, özgürlüğünü ve vahşiliğini geri kazanan bir canlıya dönüşür.

  3. Özgürlüğe Ulaşma Arayışı: Buck’ın hikayesi aynı zamanda özgürlüğün keşfi ve bireyin içsel yolculuğuna dair bir anlatıdır. Kitabın sonlarına doğru, Buck’ın doğaya tamamen teslim oluşu ve kendini vahşi bir lider olarak kabul ettirişi, insan ruhunun baskılardan kurtulma arayışına dair metaforik bir anlatı olarak okunabilir.

Dil ve Anlatım

London’ın dili sade ve sürükleyici. Okuyucuyu Buck’ın yaşadığı zorlukların, doğanın amansız şartlarının tam ortasına çekmeyi başarıyor. Anlatımındaki canlılık, doğa betimlemeleriyle birleşerek Buck’ın içsel dünyasını da okuyucuya güçlü bir şekilde hissettiriyor. London, doğanın güzelliğini ve vahşetini dengeli bir şekilde sunarak bu zıtlıklar içinde Buck’ın yaşadığı dönüşümü anlamamıza olanak sağlıyor.

Değerlendirme

Vahşetin Çağrısı, Jack London’ın ustalıkla kaleme aldığı bir doğa ve insan ilişkisi anlatısıdır. Kitap, sadece bir hayvan hikayesi olmanın ötesinde, insanın hayatta kalma mücadelesi, içgüdüler ve özgürlüğe ulaşma arayışına dair derin felsefi sorular sorar. Buck’ın hikayesi, doğanın çağrısına uyan her canlı için unutulmaz bir yolculuk olarak kalacaktır. Kitabı özellikle doğa ve insan ilişkisine ilgi duyan okurlar için tavsiye ederim.



"Bu yeni deneyimlerle karşılaştıkça Buck, doğanın ona verdiği bütün içgüdüleri bir bir hatırlıyordu."


"İnsanlar kanunlarıyla hükmedebilir, ama doğanın kanunları her zaman daha güçlüdür."


"Vahşi olanın, doğaya geri dönme arzusu Buck’ın damarlarında akan eski bir çağrı gibiydi."


"Hayatta kalmak için, savaşmayı öğrenmek zorundaydı."


"Bir daha asla insanın tutsaklığına girmeyecek, özgürlüğünün tadını çıkaracaktı."


"Bir daha asla insanın tutsaklığına girmeyecek, özgürlüğünün tadını çıkaracaktı."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...