Teneke / Yaşar Kemal

 




   


Yaşar Kemal, bu kitabında da diğer eserlerinde olduğu gibi garibanın dertlerini tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor. Emekçinin hikayesini, emek sömürüsünü güçlü bir şekilde betimliyor. Kitabı okurken kasabanın tozlu yollarını, köy halkının çeltik tarlalarında ezilişini, sıtma yüzünden hastalanan köylüleri tüm gerçekliğiyle hissedebiliyorsunuz. Toroslar’a dair yazdığı diğer kitaplarla benzerlikler taşıması da oldukça doğal; çünkü mesele yine aynı: emek sömürüsü. Emeği çalan ağalar, mücadele kıvılcımını yakan bir kahraman... Ancak en güzel yanı, yazarın hiçbir zaman umudunu yitirmemesi ve okurlarının da umutlarını diri tutmalarını sağlaması. Bu kitabı severek okudum, umarım sizler de aynı keyfi alırsınız.

Kitabın Hikayesi:

Üç aydır kaymakam bulunmayan kasabada, tahrirat katibi Resul Efendi vekillik yapmaktadır. Resul Efendi, kendi halinde, korkak ve basiretsiz biridir. Çeltik işi yüzünden başına gelmeyen kalmamıştır, ancak yine de toprak ağalarının karşısına dikilemese de işlerini ötelemeye çalışır. Suya sabuna dokunmak istemeyen tiplerden biridir. Tabii Resul Efendi’nin de korkulu bir rüyası vardır: çeltikçiler. Bilir ki onlarla uğraşmak, başını belaya sokmak demektir. Özellikle Karadağlı Murtaza Ağa tam bir baş belasıdır; Resul Efendi’yi her gördüğünde iğneler, tehdit eder, alay konusu eder. Çekilecek iş değildir, ama ne yapsın, geçim derdi...

Derken beklenen olur ve bir gün gözü kara, vatansever bir kaymakam, rüşvetin, yalakalığın, hainliğin kol gezdiği bu kasabaya atanır. Kaymakam Fikret Irmaklı, cümle kötülüklerle mücadele etmek için kendini şartlandırmış, idealist, genç ve dinamik bir adamdır. Ancak içten içe, neyle karşılaşacağını bilememenin endişesini taşır. Yöre bitik, kasabalılar çeltik tarlasında çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışır, ama toprak ağalarından gözlerini açabilirlerse... Bir de sıtma hastalığı var ki köylüyü kırıp geçiriyor. Kaymakam Fikret’in işi hiç de kolay görünmüyor.

Kaymakamın geleceği haberi kasabaya yayıldığında, çeltik ağaları hemen hazırlıklara başlar. Kaymakam kasabaya adım atar atmaz, düğün dernek gibi şenlikler, yemekler, eğlenceler düzenlenir. Amaç, onun gözünü boyayıp çeltik ekme ruhsatını almaktır. Amaç, Kaymakam Fikret Bey'in gözünü boyayıp çeltik ekme ruhsatını kapmaktır. Bakalım, çeltik ağaları mı galip gelecek yoksa sıtmadan kırılan köylü ile idealist kaymakam Fikret Bey mi?

Yorumlar