Ana içeriğe atla

Eskici ve Oğulları / Orhan Kemal

Eskici ve Oğulları bana Anadolu'da kullanılan meşhur bir atasözünü anımsatıyor ''Ne oldum değil ne olacağım diyeceksin.'' Zavallı harp gazisi Topal Eskici 'nin durumunu tam da anlatan bir söz.

Eskici zamanında varlıklı, köşklerde oturan ,bastığı yere basılmayan  çiftlik sahibi bir ağanın torunudur .Amma ne çiftlik sahibi , torununu gözünden esirgeyen. Dedem dedikçe ağzından bir dedem daha çıkan bir ağadır. Zaman olur dede ölür, baba har vurup harman savurur ve torunun yetişme zamanında tam Trablusgarp savaşına denk gelir. Gözünü sakınmaz bizim eskici etraftaki korkaklar gibi köşeye bucağa saklanmaz ve mertçe düşmanla çarpışır ve bir ayağını da bu savaşta kaybeder. Savaş sonunda memleketine gelir ki ne köşk kalmış ne eskisi gibi dost ahbap ne de tutunacak bir dal .Derken zaman geçer gider bizim eskici babası zamanında öğrendiği zanaatlardan biri olan kunduracılık yaparak geçindirir karsı ve üç çocuğunu. Geçindirir geçindirmesine ama geçmişteki ağalığı paşalığı hiç aklından çıkmaz aklına geldikçe de sayar söver .Haksız da sayılmaz hani. Bir zamanlar oturduğu yere oturamayan baldırı çıplaklar Topal Eskici ile dalga geçer , sinirlerini oynatır olmuşlar. Eskici de tüm umudunu oğulların bağlar. Derken makineleşme devri girer artık zanaatkarların işini birer birer makineler almaya başlar bu da tabi ki işleri keser. Ne demişler ''Varlık seviştirir yokluk dövüştürür. ''İster istemez bizim ağa torunu ve ailesi de geçim derdinden şaştıkları için birbirleri ile çekişip dururlar. Hele küçük oğlu  Ali. İpe sapa gelmez babası ile de hiç geçinemez. Durum vahimdir eskiden oturdukları gümbür gümbür gümbürdeyen konağa bak şimdiki izbe eve bak. Yiyimler, içimler, giyimler  yok olmuş kuru ekmeğe muhtaç olmuşlardır. Derken bizimkilerin pamuk toplama macerası beliriverir birden. Yokluk, sefalet, açlık, sıtma hiç bir aksilik peşlerini bırakmasa da yine umut bir yerlerde yeşerecektir...

Orhan Kemal kitabında yine buram buram emek ve işçiliği geçim derdini çok güzel bir şekilde işlemiş. Okurken çok da yabancı olmadığınız hayatlarla karşılaşacaksınız...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...