''....Yazı makinem var beyefendi, arzuhalcilik elimden gelmez, hesap işlerinden anlamam, hamallık yapamam , kuvvetim kafi değil, hiç bir sanatım yok....Bana bir iş ! ''
Orhan Kemal garibanın ve emekçinin yazarı diyorum ben ona. Çünkü ne vakit Orhan Kemal eseri okusam hayatın tüm acı gerçekleri , sokak, köy, kenar mahallenin acıları ve zorlukları yüzüme şamar gibi çarpıyor ve bana insanlığı hatırlatıyor. Ne zor insan olmak ve insan kalabilmek .Hele de güzel insan olabilmek. İlmek ilmek emek dokumak vermek , yılmadan , yorulmadan umuda yürümek.
Ekmek Kavgası içerisinde kısalı uzunlu epey hikaye barındıran bir kitap. Kitaptaki karakterler hep bizden her an her yerde görebileceğimiz hayata tutunmaya çalışan , emek veren fabrika işçisinden tutun da gardiyana kadar , yalın ayak başı çıplak bebelerden ihtiyar kocakarılara kadar . Hepsi ayrı bir umut besliyor hayata ve yaşama. Kimisi de erken veda etmeyi tercih ediyor bu mücadeleye. Her bir hikayeden ayrı bir tat alacağınızdan emin olabilirsiniz. Mesela en çok da şamar oğlanına çevrilmiş revir bekçisi Yusuf'a ,köpek yavrusunu korumaya çalışan Mehmet Bey' e ve kapıcının kızına üzülmüştüm. Sanırım her hikaye bende ayrı bir etki bırakı çünkü hangi birini seçeceğimi hangi biri hakkında yazacağıma karar vermekte zorlanıyorum. Her hikaye de tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen , insanın içindeki aydınlığın ve umudun daha iyiye , daha güzele layık olduğunu hatırlatıyor.
En iyisi siz alın elinize kitabınızı yanına da tavşan kanı çay ama ince belli bardakta ...
"Bazen bir kemik parçası yüzünden insanlarla köpekler arasında da kavgalar oluyordu."(s.2)
"Mahcup bir insan olduğum , hayatın en aşağı delhizlerinde yaşamaya mecbur edildiğim halde niçin hala ısrarla okuduğumu sormuştu . Ne lûzumu vardı?"(s.23)
"Her ne olursa olsun , aldığı kitapların lekelenip kırışmamasına son derece dikkat ederdi."(s.24)
"Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki , ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın.Sözle değil , gözlerimin bakışyla anlaşalım."(s.31)
"Benim bildiğim bir insan öyle her önüne gelene acımamalı. Acınacak insan var acınmayacak insan var."(39)
"'Bilmiyorsunuz,' dedi , sefalet nedir bilmiyorsunuz hanım...(kendi kendine ) Allah encamımızı hayırlara tedbil eylesin! "(s.40)
"Hükümet İş Kanunu yapar,günde sekiz saat mesai kabul eder, siz fakir fukarayı on sekiz saat çalıştırırsınız.Bu mu namusunuz ?"(s.80.)
"El lokması kannan yoğrulmuş, yutabilene aşk olsun."(s.103)
"Günün birinde devirlerin değişeceğine , bu devirde alamadığı hakkını alacağına inancı tadını."(s.113)
Yorumlar
Yorum Gönder