Ana içeriğe atla

Gün Olur Asra Bedel / Cengiz Aytmatov

 


              '' Kuğu kuğusundan ayrı düşende , güneş bile gözüne  kapkara bir leke  görünür. ''


dedi Begimay .

Cengiz Aytmatov 2un bütün dünyada geniş yankılar uyandıran bu romanı , yürek paralayan , tüyler ürperten bir haykırıştır. Fakat umutsuz bir çırpınış değil , tutsaklığa , baskılara ve sürgünlere karşı umudu hep diri tutan bir meydan okuyuştur.

Yedigey ,  2. Dünya Savaşı'ndan döndükten sonra Kazak topraklarına döner ve Boranlı istasyonunda çalışmaya başlar. Karısının ak saçlarına ,düşmüş dişlerine baktıkça artık kocadıklarını iyice fark etmiştir. Ve o gece karısından kötü haberi alır. Kazangap , kimsesizlerin kimsesizi , ölmüştü. Kızı da vardı oğlu da vardı ama hastalığında babası ile ilgilenmeyen evladın cenazesinde ne ili var diye düşündü Yedigey ama yine haber saldı hepsine. Cenaze sıradan bir cenaze değildi onun için savaştan  döndükten sonra Kazangap tutmuştu onun elinden. Ya o olmasaydı ne yapardı Yedigey. İşte bu yüzden hiç bir zaman saygısını , sevgisini eksik etmedi ondan. Cenaze boyunca tüm yaşadıkları , tüm yaşanmışlıklar bir film şeridi gibi geçti gözünün önünden asra bedel bir gündü onun için. Savaş , kahrolasın ne melun bir şeysin sen anaları oğlundan , evlatları  babasından ayıran savaş geldi gözlerinin önüne. Derken  sürgün vakitleri., Sibirya günleri beliriverdi. Ne bedeller ödemişlerdi millet olarak ne acılar çekmişlerdi, ne kayıplar vermişlerdi ,zorbalıklar, sindirmeler, bir milletin dilini, inancını yok etme çabaları ve dahası.... Kısacası bir milletin kendi benliğini korumak için ne cefalar çektiklerine şahit olacaksınız...

Kitabı okurken sık sık gözleriniz yaşaracak ....

Keyifli okumlar dilerim ....


'' Bu yerlerde trenler doğudan batıya , batıdan doğuya gider gelir . gider gelirdi...''

''Bu  yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız , engin , sarı , kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek uzar giderdi...''


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Robina Bungalov Hotel / Antalya -Kemer /Olympos

Senenin en güzel mevsiminden ve en güzel ayından hepinize selamlar! Hani derler ya, deniz, güneş ve kum... Tam da bu üçlünün tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, şirin mi şirin, eğlenceli mi eğlenceli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Robina Bungalov Hotel , tarih, doğa ve deniz aşığı herkese hitap eden harika bir yer. Antalya'nın Kemer - Olympos bölgesinde konaklamak için mükemmel bir seçenek. Biz 4 kişilik ailemizle tatilimize Olympos'tan başlamak istedik ve oteli tamamen tesadüfen, arama motorunda bulduk. Herhangi bir turizm acentesine bağlı kalmadan direkt olarak oteli aradık ve rezervasyon yaptırdık. Nasıl bir yerle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk; kalacak bir yer olsun, gün boyu koyda olacağız diye düşündüğümüz için detaylara pek takılmadık. Ama böylesine konforlu ve keyifli bir yerle karşılaşacağımızı biz bile tahmin etmiyorduk. Sabahları kuş sesleriyle yemyeşil doğanın içinde, otantik bir bungalovda uyanmak harika bir histi. Odalar, bar, pastane ve res...

EDINBURGH

  Edinburgh, Birleşik Krallık'ın İskoçya bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir. Ortaçağ dokusunu koruyan sokakları, görkemli kaleleri ve sanat etkinlikleriyle yılın her dönemi ziyaretçileri kendine çeker. Bu gezi yazısında Edinburgh’un en ikonik yerlerinden ve deneyimlerinden bahsedeceğim. 1. Edinburgh Kalesi Edinburgh'un en tanınmış yapılarından biri olan Edinburgh Kalesi, şehrin tam ortasında, yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Kale, yüzyıllar boyunca İskoçya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Kale içerisindeki Kraliyet Mücevherleri ve Stone of Destiny gibi tarihî eserler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli noktalardır. Ayrıca kaleden şehrin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyif sunar. 2. Royal Mile Kale’den aşağıya doğru uzanan Royal Mile, Edinburgh’un kalbini oluşturan hareketli bir caddedir. Bu cadde, antik yapılar, butik dükkanlar, kafeler ve sokak sanatçılarıyla doludur. Her a...

İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy

  ''İnsana verilmemiş olan şey nedir , öğren ! '' Fakir kunduracı Simon bir gün köydeki alacaklarını toplamak ve koyun derisi almak için köye gider. Ne koyun dersi alabilir ne de alacaklarını toplayabilir. Eli boş döndüğü gibi cebindeki yirmi kopeği de votkaya harcayarak evinin yolunu tutar. Yolda kilisenin arkasında donmak üzere olan çıplak bir adam görür. İlk başta oralı olmak istemez ama dayanamayıp yanına gider ve halini görünce yardım etmeden duramaz. Karısı ile birlikte kullandıkları ceketini üzerinden çıkarıp çıplak adama giydirir  ve beraber evin yolunu tuttular. Böylece Mikael hayatlarına girmiş oldu... Hikaye çok güzel eminim siz de cennetten cezalandırılarak kovulan Mikael ile Simon 'un hikayesini çok seveceksiniz ve insanın sevgi ile yaşayabileceğini bir kez daha öğrenmiş olacaksınız... İyi okumalar dilerim.... '' Öğrendim ki insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar. '' "Emek ucuz ,ekmek pahalıydı." "En mühi...