Benim küçük dünyam

-









Lise yıllarımdan beridir az çok okurum .Okumayı da severim. Hele bir de kitap sararsa sabahlarım başında. En çok da klasikleri okumaktan haz alırım. Dünya klasiklerinde okumaktan keyif aldığım yazarlar  Tolstoy, Gorki ve Balzac... .Aslında çoğunu da sevdiğimi anladım yazarken.
Benim için okumak hayata tutunmaktır,değişmektir,değiştirmektir,sorgulamaktır, nefes almaktır...
Okuma hikayemde kayıplarımda olmadı değil .Mesela ödünç verip de  geri alamadığım kitaplarım .Ahhhh kalbimde derin yaradır. Umarım hala duruyorlardır .Ara ara bu kitapları yad ederim sanki yakın bir dostumdan ayrılmışım da yıllardır haber alamıyormuşum gibi hasret çekerim. Umarım bir köşeye atılıp unutulmamışlardır. Belki de kitaba bakıp beni hatıralar arkadaşlarım. Ben de böyle avutuyorum kendimi.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

1984 / GEORGE ORWELL

-
Resim
                                                                                                                      SAVAŞ BARIŞTIR                                                  ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR                                                         CAHİLLİK GÜÇTÜR.     Tam olarak da günümüzün dünyası bunu istemiyor mu ? Köle insanlar ve köle olmayı özgürlük sananlar. Kahramanımız Winston yedinci kattaki dairesine çıkarken asansörün tam karşındaki poster ve altındaki yazıyı okur. ''  BÜYÜK BİRADERİN GÖZÜ ÜSTÜNDE  '' yazarken bile tüylerim ürperdi...Kitap ,  Büyük Birader'in  Winston'ın sorgulama ve isyan etme yetisini yavaş yavaş onu korkutarak elinden almasını ve diğerleri gibi onun da içini boşaltarak sisteme dahil edilişini konu alır. . Ütopik olarak adlandırılan kitap aslında günümüz olaylarını da yansıtmıyor değil. Acaba tüm bu yaşadıklarımız önceden planlanmış olmasın. Kitabın  sayfaları ilerledikçe günümüz dünyasının siyasileri ,insanları kandırma
Read more »

Agrı Dagı Efsanesi /Yaşar Kemal

-
Resim
"Memonun avucundaki  bir tutam saç kapkara bir yalım., bir  ışık gibi baskıcı incecikten yeşillenmiş toprağın üstüne aktı."   Kitabı elimize aldığınızda ebatına bakıp büyük ihtimalle çarçabuk okuyup bitireceğinizi düşüneceksiniz ama işte orda durun.  O iş ,öyle olmayacak. Çünkü kitabı  o kadar sindire sindire ve yavaş okuyacaksınız ki keşke hiç bitmesin diyeceksiniz Gülbahar ve Ahmet'in hikayesi.Destan gibi destan.Aşk gibi aşk onların ki.Deli divane, gözü kara, inatçı,inançlı ve  gururlu bir aşk .İki genç yüreğin Mahmut Han'a karşı mücadelesine şahit olacaksınız. Sonra karşınıza bu aşkı sahiplenen dervişler,delikanlılar,kızlar,kadınlar,kürtbeyleri,şeyhler çıkacak.Ahmet ile Gülbahar arkasına Ağrı Dağı'nın insanlarını alacaklar.Sonunda Ağrı Dağı bu iki  aşığı  sahiplenecek taa ki aralarında bir kılıç girene kadar....  Bu kitabı ayrı bir güzel yapan noktalardan biri de tabi ki Abidin Dino'nun resimlemeleri. Hikayeyi o kadar güzel resimlendirmiş ki ba
Read more »