''Yoldaş olma namussuza, arsıza . Akıbet başına bela getirir.''
Bu kitabı benim için özel yapan şeylerden ilki çocukluğumda tanıştığım ilk kitap olması. Babam Yaşar Kemal çok severdi beraber büyüdük bu ve diğer kitaplarıyla. Buram buram Çukurova kokan buram buram pamuk , emek , ekmek, yoksulluk ve sefalet kokan bir kitap. Hani bazı kitaplar vardır ya betimlenen şehri, köyü görmeden tanırsın. İşte ben de Çukurova'yı görmeden tanıdım. Yakıcı güneşini, dağını ,tepesini, köylülerin sefaletini, muhtarın rezilliğini, ağalık sistemini ve fukaralığın ne zor bir şey olduğunu yaşamadan içimde hissettim. Hasan, Ümmühan oyun arkadaşım oldu benim . Ah canım Meryemce Ana, Ali, Taşbaş hele de Koca Halil...hepsi tanıdık hepsi yaşandı belki isimler farklıydı ama hikaye hep aynıydı...Bu dizeleri yazarken şu an sırtına anasını atmış tepeyi aşmaya çalışan Ali'nin yoldaşı oldum.... Yaşar Kemal'in Dağın Öte Yüzü üçlemesinin ikinci kitabıdır Yer Demir Gök Bakır. Köylü yaz ayının bereketinden umduğunu bulmamış , pamuktan beklenen verim alınamamış ve köylerine elleri boş dönmüşlerdi. Eli boş dönmek iş değil bir çuval un, bir çuval şeker, bir çuval da bulgur onları yaza çıkarır amma velakin köylüyü asıl düşündüren Adil Ağa'ya olan ödenecek borçları. Köylü Adil şehirden gelip zavallıcıkların ellerinde avuçlarında ne varsa alıp götürecek diye ödleri koptuğundan neleri var neleri yok tekmil yiyecek içeceği, takım taklavatı saklayıverdiler derken....
Geriye kalan bölümlerini de size keyifle okumanız için bırakıyorum.
İyi okumlar....
Yorumlar
Yorum Gönder